5 Nisan 2014

yarışmaya katılmak mı katılmamak mı


bir çocuk kanalının bir şarkı yarışmasını görünce illaki bu yarışmaya katılımcı olmak isteyen kızımı kıramadım. hele ki biricilik ödülü çok istediği tablet bilgisayar olunca zaten bu isteğin önüne geçmek zordu. birinciye tablet sonraki 15 kişiye sürpriz armağanlar oldukça cezbediciydi onun için çünkü. öylesine hevesliydi ki katılmak için, kısa sürede tüm şarkıyı ezberledi. sonra bir dergi aldık, oradaki mikrofonu keserek hazırladık. 23 nisan gösterisinde giyeceği elbiseyi seçti, saçlarını savurdu, güzelliği ve şirinliğini bana onaylattı ve kameranın karşısına geçti. bir kaç çekimi beğenmedi tekrar tekrar çektik. en sonunda mükemmel sonucu yakaladığına emin oldu ve videoyu gönderdik. sonraki günlerde hep ana konumuz bu oldu. gün be gün eklenen videoları izleyerek hangilerinin yarışmayı kazanıp kazanamayacağı konusunda yorumlar yaptık birlikte. kumbarasında tablet almak için biriktirdiği paraları nasılsa yarışmayı kazanacağını düşünerek bir oyuncak için harcamayı göze aldığında yarışmanın olası sonuçları hakkında konuştuk tekrar. onu her ihtimale ve yenilgiye hazırlamaya çalışsam da öylesine iyimser ve heyecanlıydı ki hayalini kurduğu tablet için, sonucun açıklanacağı günü sabırsızlıkla bekliyordu. ben "kazanmak değil bir işe emek vermek onun için çalışmak önemli, kazanmasak da katıldık" derken; o "ama anne ben hem dans ettim hem doğru söyledim demi" diye soruyordu. içimden torpilden kayırmadan bahsetmeli miyim ona diye çok düşündüm. o tertemiz pespembe pırıltılı kelebeklerin uçuştuğu çocuk dünyasına şaibe katıp dünyanın adil olmadığı yönündeki ilk tohumları zihnine atmalı mıydım. yapmadım, onun yerine yarışmada bizim bilmediğimiz farklı kriterler olabileceğini sonucun hiç de tahmin ettiğimiz gibi olmayabileceğini anlatmaya çalıştım. ve sonuçlar açıklandığında ona kötü bir haberim olduğunu söyledim. yarışmayı   kazanamamıştı. hatta sürpriz hediyeleri alan 15 kişiye bile girememişti. şaka yaptığımı düşündü, inanamadı, "nasıl kazanamam ben o kadar güzel söylemedim mi anne" diye isyan etti. sonunda isyanı gözyaşlarına dönüştü ve ağlamaya başladı. bu kadar tepki beklememiştim. hayatımda yüzlerce kez sınavlara yarışmalara katılmış, bazılarını kazanmış bazılarını kaybetmiştim.  o güzel gözlerinden süzülen gözyaşlarını görünce kendimi çok kötü hissettim ve nasıl teselli verebileceğimi bilemiyordum.

şu anda henüz üzüntüsü taze olsa da ilk şoku atlatmış ve yaşadığı tecrübeyi unutmuş gibi. ama ben yaptığımın yanlış olduğunu, bu yarışmaya katılma kararının hata olduğunu düşünüyorum. zaten okulda maruz kaldığı rekabetçi ortam onun için yeterince can sıkıcı. çocuklarımızı yıl sonu gösterilerinden, bu tarz şirinlik vs yarışmalarından neden uzak tutmamız gerektiğini yaşayarak öğrendim. o hevesi o heyecanı yaşaması, bir hedef için çalışması, emek vermesi güzel... ama sonunda hayal kırıklığı olacaksa iyi düşünmek gerekiyor. 

aynı yarışmaya eren de katıldı, ama hiç etkilenmedi desem yeridir. oysa ki ben onun videosundan daha ümitliydim... demek ki çocuğu da iyi tanımak gerekiyor adım atarken... 

13 yorum:

  1. Önce gülümseyerek okudum sonra hüzün. Erkek çocuklar daha rahat sanki ya da çabuk atlatıyorlar. Ah canım ya kırıla kırıla öğreniyorlar ama onlar kırılırken nasıl canımız yanıyor değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet gerçekten öyle, bunları elbette yaşayacak da sebep oldum o kötü oldu...

      Sil
  2. Canım ya gerçekten çok istemiş olmalı kazamnayı ve tableti:)) Bazen doğru kararlar veremiyor insan ya da kızçende olduğu gibi kıramıyor onu küçük yaşta malesef öğreniyorlar gerçekleri:((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. öyle hevesliydi ki kıramadım işte, hayatın gerçekleri aslında elbette tanışacak yenilgiyle de ...

      Sil
  3. Elifçiği okurken benim yunus gözlerimin önüne geldi ve ne kadar da benziyorlarmış ...Belki iç sızın biraz geçer diye biz de de aynı şeyler oluyor diye yazayım istedim, yunus bütün sene okulun verdiği bedava keman dersine gitti.tek isteği hiç çıkamadığı o sahneye çıkıp gösteriye katılmaktı,bütün sene uğraştı durdu,keman ağır gelmişti ama kendinden çok emindi zaten beş kişiydiler ve arkadaşlarını çok sevmişti onlarla beraber ileride grub kurup ünlü olmayı bile düşünüyordu...yıl sonuna doğru gösteri ,sahne.keman
    lakırdaları duymamaya başladım,çok geç kalmıştım,farkedememişim...keman hocası çoktan yunusu gözden çıkarmış,sen sahneye çıkmayacaksın ama annene ve babana da söylemeyeceksin,sahnede yer yok diye açıklamalar yapmış ama benim haberim yok...arkadaşları sahneye çıkmış,yunus ağlayarak izleyiciler bölümünde izlemiş,haberim yok çünkü öğretmeni benim haberim olmaması için tembih yapmış,
    bütün sene emek ver,hayal kur sahneye çıkamasın, en acısı da arkadaşlarını izlemek zorunda kalsın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. off off gidip sorsaydın ya yunusa çaktırmadan keman hocasına sebebini... bi de anneye babaya söylememek de neymiş en çok ona kızdım. çünkü biz sürekli anneden bi şey saklanmaz her şey anlatılır diye öğretiyoruz....

      Sil
  4. Üzüldüm Elif adına :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. malesef canım yaa ama unuttu şimdilik kendini kumbarasında para biriktirmeye verdi :)

      Sil
  5. Elife geçmiş olsun mu demeliyim ne demeliyim bilemedim. Ama maalesef ki hayat hep bu tarz kaybedim ve kazanımlarla dolu. Umarım ileride çok daha büyük hayal kırıkları yaşamaz. O gönlümüzün birincisi öyle söyleyin ona belki bu teselli eder onu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim :) öyle dedik ama işte... tabi bunlar gibi hayal kırıklıkları yaşayacak ileride de, ama işte ne demeliyim anne yüreği mi. insan üzgün görünce üzülüyor...

      Sil
  6. Çocuklar ne kadar da farklı algılayıp, farklı tepkiler verebiliyorlar insan hayret ediyor. Dünyanın düzenine de bazen çomak sokasım gelmiyor değil bu arada. Güzelim benim, kıyamam:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet böyle böyle öğrenecekler sanırım hayatı... teşekkürler...

      Sil

haydi söyle :)