bulunduğum birimde her yıl bu dönemler bir çalışma yapılır. ölü sezon fiyatları değerlendirilerek oteller tercih edilir bunun için. herkes bulunmak ister bu çalışmalarda çünkü maddi olarak külfeti olmadığı gibi bazı eğitimler verilir. hem işinizi yaparsınız hem de kısa süreliğine de olsa bir hava değişimi alırsınız, sosyalleşme imkanınız olur.
amirlerime bu sene gelemem seneye listenin başına beni yazın diyerek, her sene gitme isteğimi kalma isteğime denkleştirerek uzaktan baktım bu eğitimlere. anneydim çocuklarım küçüktü, okuldu, kreşti, yemekti, ulaşımdı. eşimin tek başına başa çıkamayacağı durumlardı.
bu sene iki okullu çocuğun annesi olarak bir haftalığına onları babalarına ve babannelerine emanet edip, gidiyorum. çocuklarını yakınlarına bırakıp bir kaç günlüğüne tatile giden, dışarı çıkan insanlara hep özenmişimdir. çoğu zaman hayalini kurmuşumdur eşimle baş başa iki günlük kaçamakların. önemli olan çocuklarını güvenilir ellere bırakabilmek ve vicdanen rahat olabilmek...
anne olmak hep ikilemde kalmak sanırım. tüm şartları sağlasan da gözünün arkada kalması, acaba kendime zehir edecek miyim endişesi ve şimdiden kendini yalnız hissetmek... çocuklarla yapacağın telefon görüşmelerini merak etmek, üstü-başı-ödevi-yemeği biraz eksik olsun bir hafta derken içinin içini yemesi...
anne olmak beynini ve yüreğini dolduran sorumluluklarla ve koşulsuz-sonsuz sevgiyle yaşarken; benliğini-kendini unutmamaya çalışmak...
anne olmak hem onlar büyüsün istemek, hem de onlar kucağına alamayacağın kadar büyüdüğünde bebekliklerini özlemek...
anne olmak muhteşem !
not: görseller pascal campion. beni pascal campion' la tanıştıran deli anne'ye teşekkürler...