bir çocuk kanalının bir şarkı yarışmasını görünce illaki bu yarışmaya katılımcı olmak isteyen kızımı kıramadım. hele ki biricilik ödülü çok istediği tablet bilgisayar olunca zaten bu isteğin önüne geçmek zordu. birinciye tablet sonraki 15 kişiye sürpriz armağanlar oldukça cezbediciydi onun için çünkü. öylesine hevesliydi ki katılmak için, kısa sürede tüm şarkıyı ezberledi. sonra bir dergi aldık, oradaki mikrofonu keserek hazırladık. 23 nisan gösterisinde giyeceği elbiseyi seçti, saçlarını savurdu, güzelliği ve şirinliğini bana onaylattı ve kameranın karşısına geçti. bir kaç çekimi beğenmedi tekrar tekrar çektik. en sonunda mükemmel sonucu yakaladığına emin oldu ve videoyu gönderdik. sonraki günlerde hep ana konumuz bu oldu. gün be gün eklenen videoları izleyerek hangilerinin yarışmayı kazanıp kazanamayacağı konusunda yorumlar yaptık birlikte. kumbarasında tablet almak için biriktirdiği paraları nasılsa yarışmayı kazanacağını düşünerek bir oyuncak için harcamayı göze aldığında yarışmanın olası sonuçları hakkında konuştuk tekrar. onu her ihtimale ve yenilgiye hazırlamaya çalışsam da öylesine iyimser ve heyecanlıydı ki hayalini kurduğu tablet için, sonucun açıklanacağı günü sabırsızlıkla bekliyordu. ben "kazanmak değil bir işe emek vermek onun için çalışmak önemli, kazanmasak da katıldık" derken; o "ama anne ben hem dans ettim hem doğru söyledim demi" diye soruyordu. içimden torpilden kayırmadan bahsetmeli miyim ona diye çok düşündüm. o tertemiz pespembe pırıltılı kelebeklerin uçuştuğu çocuk dünyasına şaibe katıp dünyanın adil olmadığı yönündeki ilk tohumları zihnine atmalı mıydım. yapmadım, onun yerine yarışmada bizim bilmediğimiz farklı kriterler olabileceğini sonucun hiç de tahmin ettiğimiz gibi olmayabileceğini anlatmaya çalıştım. ve sonuçlar açıklandığında ona kötü bir haberim olduğunu söyledim. yarışmayı kazanamamıştı. hatta sürpriz hediyeleri alan 15 kişiye bile girememişti. şaka yaptığımı düşündü, inanamadı, "nasıl kazanamam ben o kadar güzel söylemedim mi anne" diye isyan etti. sonunda isyanı gözyaşlarına dönüştü ve ağlamaya başladı. bu kadar tepki beklememiştim. hayatımda yüzlerce kez sınavlara yarışmalara katılmış, bazılarını kazanmış bazılarını kaybetmiştim. o güzel gözlerinden süzülen gözyaşlarını görünce kendimi çok kötü hissettim ve nasıl teselli verebileceğimi bilemiyordum.
şu anda henüz üzüntüsü taze olsa da ilk şoku atlatmış ve yaşadığı tecrübeyi unutmuş gibi. ama ben yaptığımın yanlış olduğunu, bu yarışmaya katılma kararının hata olduğunu düşünüyorum. zaten okulda maruz kaldığı rekabetçi ortam onun için yeterince can sıkıcı. çocuklarımızı yıl sonu gösterilerinden, bu tarz şirinlik vs yarışmalarından neden uzak tutmamız gerektiğini yaşayarak öğrendim. o hevesi o heyecanı yaşaması, bir hedef için çalışması, emek vermesi güzel... ama sonunda hayal kırıklığı olacaksa iyi düşünmek gerekiyor.
aynı yarışmaya eren de katıldı, ama hiç etkilenmedi desem yeridir. oysa ki ben onun videosundan daha ümitliydim... demek ki çocuğu da iyi tanımak gerekiyor adım atarken...