28 Mayıs 2018

Tamamen Doluyuz

TAMAMEN DOLUYUZ | İSTANBUL DT
1 perde | 1 saat 25 dakika
Yazan : BECKY MODE | Çeviren : LALE EREN DALSAR | Yöneten : ELİF ERDAL
KONU :Sam, konservatuvarın oyunculuk bölümünden mezun bir gençtir. Kendi alanında iş bulamadığı için, şehrin en lüks restoranlarından birinde rezervasyon görevlisi olarak çalışmaktadır. Tek isteği mesleğini yapabilmek ve gittiği oyunculuk görüşmelerinin birinden olumlu cevap almaktır. Ancak hali hazırda, çalıştığı restoranın bakımsız bodrum katında, üç kişinin işini tek başına üstlenerek, Noel tatilinin yoğun rezervasyon trafiğine yetişmeye çalışmaktadır. Üstelik, bir yandan patronlarının mantıksız istekleri, zengin müşterilerin akıl almaz kaprisleriyle ilgilenip, bir yandan da ailesini ve dostlarını mutlu etmeye çalışmaktadır. Bakalım Sam içine düştüğü bu trajikomik ortamdan kendini kurtarıp, asıl işine geri dönebilecek mi?
Not: Yeni Tiyatro Dergisi 6. Emek ve Başarı Ödülleri;
Umut Veren Erkek Oyuncu: Efe Erkekli - Tamamen Doluyuz
Üstün Akmen Tiyatro Ödülleri 2017 – 2018
Yılın Umut Veren Erkek Oyuncusu
Efe Erkekli / “Tamamen Doluyuz”
OYUNCULAR: EFE ERKEKLİ
Bu sene Devlet Tiyatroları perdelerini kapatmama kararı alarak, 1 Temmuz' a kadar nöbetçi tiyatro uygulaması başlattı. Ankara' da Küçük Tiyatro' da yıl içinde sahnelenmiş ve beğenilen oyunlar (buna turne oyunları da dahil) sahnelenmeye devam edecek. Ve bu benim için harika bir haberdi :)
Çünkü böylece bir İstanbul Devlet Tiyatrosu oyunu daha izleme şansı elde etmiş oldum:) Efe Erkekli, başarılı ses sanatçıları ve tiyatro oyuncuları Altan Erkekli ve Şebnem Gürsoy Talay’ ın oğulları. Altan Erkekli' ye inanılmaz derecede benzediğini söyleyebilirim. 
Oyun tek kişilik ancak oyuncu sahnede hiç yalnız kalmıyor. Telefonda konuştuğu karakterler ve onlara ses veren başarılı, tanıdık oyuncular oyuna büyük bir katkı sağlamışlar. Efekt, ses, ışık ve oyun zamanlaması konusunda oldukça başarılı bir iş ortaya koyulduğunu söyleyebilirim.  
Telefon çaldığı anda, arayan kişinin temsili resmi görünüyor ve oyun donuyor. Dış ses arayan kişinin kişilik özelliklerini aktarıyor ve oyun tekrar telefon konuşması ile devam ediyor. Zamanlama ile söylemek istediğim sahneleme sırasındaki bu bütünlüktü ve gerçekten başarılıydı.
Metin, oldukça hareketli, performans gerektiren, koşuşturmacalı bir tempoya sahip olmasına rağmen Efe Erkekli bu işin üstesinden başarıyla gelmiş. Bence ilerleyen zamanlarda onu daha sık göreceğiz. 
Genel olarak oldukça eğlenceli bir seyirlik olmuş. Metin yazarının da Cosby Ailesi senaristlerinden olduğunu belirterek bu farklı komediyi izlemeyi tercih ederseniz, pişman olmayacağınızı söylemek istiyor ve tiyatrolu günler diliyorum.

Not:Sezonun 20.oyununu görmüş oldum:)

26 Mayıs 2018

Diyarbakır-Hasankeyf-Midyat-Mardin

İnsanların artık hiçbir şeyi anlamaya vakitleri yok. Onlar her şeyi tüccarlardan satın alıyor. Ama dost satan tüccar olmadığı için artık insanların dostları yok
Küçük Prens, arkadaşlıkla ilgili böyle söylemişti. Paranın satın alamayacağı şeylere sahip olduğumu düşündüğüm her an kendimi hayat bilgisi dersinde başarılı hissettim. Birlikte geçirdiğimiz üniversite yıllarından sonra tek bir kıvılcım ile alevlenen her muhteşem buluşmamızda olduğu gibi bu kez de gurur duydum kurduğum kalıcı arkadaşlıklarım için.
Her şeyi zaman varken yapmak gerek. Geciktirilmiş sözler, askıya alınmış hayaller, ertelenmiş itiraflar, gerçekleştirilmeyen buluşmalar; bir gün hepsi size pişmanlık olarak geri dönmeden önce, henüz vakit varken... Murathan Mungan
Erteleme, yap, bugün değilse ne zaman:) mottolarıyla çıktığımız bu yolculukta rotamız Diyarbakır' dı. Süremiz kısıtlı, hava şartları uygun değil ama modumuz hep yüksek, aldığımız keyif maksimumdu. Yol arkadaşım ise tüm gezi süresince varlığından hep mutluluk duyduğum Elif' di :) 
Diyarbakır' da sur içi, şehir kapıları, dört ayaklı minare, bakırcılar sokağı ve kahvaltıdan sonra Hasankeyf' e yöneldik. Burayı görebilmek hepimiz için oldukça değerliydi. Bir tarihi güzelliğin yok olacağını bilmek, yok olmadan görebilmeyi dilemek demek. 
Ilısu Barajı yapıldığında burası sular altında kalıp yok olacak. Dilimizde tek cümle ile ayrılıyoruz oradan; 'Hasankeyf sular altında kalmasın.'
Tarih hoşumuza giden yemek çeşitlerinden tabağımıza keyfimize göre aldığımız bir açık büfe değildir. Tarihten işimize yarayanları, hesabımıza gelenleri, öyle hatırlamak istediklerimizi seçip alamayız. Tarih karşısında hiçbir dine, millete, halka, inanca borcumuz yoktur, tarih karşısında bir tek şeye borcumuz vardır: Hakikate. Murathan Mungan
Harita Metod Defteri' ni çok kısa süre önce okumuş ve Mardin konusunda aklımda hala Murathan Mungan cümleleri varken giriyoruz Midyat' a ve bir konaktayız; Hacı Şehmuz Mete Konağı.
 
Ve Mardin' de Kasımiye Medresesi' ni gezdikten sonra, yoğun yağış sebebi ile dönüşe geçiyoruz. Eski Mardin' i, Mardin Sokaklarını gezemeden biraz eksik biraz hüzünlü Mardin' den ayrılıp, Diyarbakır' a dönüyoruz. Gezimiz kısa ve konsantre ama bıraktığı tat eşsiz ve kalıcı oluyor.
Diyarbakır yemekleri, kaçak çayı, fıstıklı burma kadayıfı ve nicelerinin tadı damağımızda iken otelimize dönüp, beş dakika içerisinde tekrar bir araya geliyoruz. Gecenin geç saatlerine kadar sohbetimiz, neşemiz, hüzünlerimiz, anılarımız ile sıcacık oluyor kalplerimiz. Sonraki buluşma zamanını ve yerini kararlaştırıp, uykuya teslim olurken Dicle, Fırat, Mezopotamya ve bu mistisizm beni içine çekiyor... Ve böylece bir gece konaklamalı Diyarbakır gezimiz de anılarımızda yerini alıyor :)

Not: Öncesi

6 Mayıs 2018

Anna Karenina

ANNA KARENİNA | ANKARA DT
2 perde | 2 saat 20 dakika
Yazan : LEV NİKOLAYEVİÇ TOLSTOY | Çeviren : CEVAT ÇAPAN Oyunlaştıran : HELEN
EDMUNDSON | Yöneten : İPEK ATAGÜN GEZENER
KONU: 19. yüzyıl Rusya’ sında aristokrasi varlığını sürdürmekte, toplum yazısız kurallarını birer anayasa gibi bireylerin ceplerine sokmaktadır. Hayatın tesadüfle var olan gerçekliği ise toplumsal kurallarla onulmaz bir savaş içindedir.
Anna Karenina, Kont Vronski’yi ilk kez bir tren garında görür. Kont Vronski de Anna’yı… Toplumun kurallarının sorgulanacağı, zaman zaman da toplumun kurallarının bireyi sorgulayacağı o büyük hikâye bir tren garında böylece başlar…
OYUNCULAR: ASLI ARTUK-CENGİZ UZUN-ÖZDEN GÖKÖZ-ŞEVKİ ÇEPA-CANER KADİR GEZENER-MİHRİBAN REZZAN SEYHAN-BARBAROS EFE TÜRKAY-MERT AKSU-İREM ULUSAN-YILDIZ VENEDİK-TUBA ERKAN TAZEBAŞ-B. TAYGA KONAK-BERK BAYKUT-M. ONUR KOCABAŞ-NAZLI ZEREN KUTLUYIL-CANSU ARSLAN-BERKAN GÖRGÜN-BAŞAK GÜLEÇ GÖKALP-PELİN GÜLTEN-ÖZKAN GÜLTEKİN-MİNA ESİN-MELİS KIZILASLAN-GÖKHAN KUTUM-BEGÜMHAN CANBULATOĞLU-R. ORHUN ÖZARAS-BAYRAMCAN TAŞKIRDI-EZGİ ÖZER-KEZİBAN BÖLEK-ALPER AYDOĞAN-BESTE ERDEM-N. DOĞA AMİKLİOĞLU-MERVE NUR ÖNEY

Kitabı: Tolstoy'un en önemli romanı olarak kabul gören Anna Karenina kesinlikle insanı paramparça eden, yürek yakan bir hikâye. Sevgisiz evliliğinin içinde tutsak olmuş Anna, akıl almazı yapıyor ve yakışıklı Kont Vronsky uğruna sahip olduğu her şeyden vazgeçiyor. Tolstoy'un seçtiği finalden de anlaşılacağı üzere, 
19. yüzyıl Rusya'sında böyle bir kadın davranışı asla hoş karşılanmıyor. Duygusal ve asi Anna ile yakışıklı asker Vronsky arasındaki sonu feci biten, hazin aşk hikâyesi tarihin en büyük romanlarından biri. Anna tutku yoksunu evliliğini reddedip toplumun ikiyüzlülüğüne katlanmak zorunda kalınca trajediler birbirini kovalıyor.19. yüzyıl Rusya'sının geniş ve zengin tuvali üstüne çizilen bu resimde, yedi ana karakter, aralarındaki daimi uzlaşmazlıklar, şehir hayatı ve kırsal yaşam arasındaki tezatlıklar, her türlü aşk ve ailevi mutluluk Anna Karenina'nın ana eksenini belirliyor.
Sinema Filmi: Anna Karenina yüksek sosyeteden biriyle yaptığı bir evlilik sonucunda, hiyerarşik yapıda oldukça rakımlı bir noktada konumlanmıştır. Sözüne oldukça güvenilen ve saygıdeğer biri olan kocası oldukça değerli biri olarak toplum tarafından kabul görmektedir. Bir gün Anna, her ne kadar engel olmaya çalışsa da, oldukça genç bir adama aşık olur. Meydana gelen bu skandal ortaya çıkacak mıdır? Anna, içerisinde yaşadığı bu derin aşkı içine atmayı öğrenebilecek midir? Berbard Rose’un 1997 beyazperdeye uyarladığı ölümsüz Leo Tolstoy eserinin baş rollerinde Sophie Marceau ve Sean Bean var.
Kitabı yıllar önce okumuş ve filmi de izlemiştim. Anna Karenina' nın tiyatro uyarlamasını ise Cüneyt Gökçer sahnesinde cuma akşamı izleyebildim. Bu kadar neden beklemişim, iyi ki gitmişim, farklı ve beni çok etkileyen büyük bir prodüksiyondu. 
Dekor muhteşem, çok yaratıcı ve zekice tasarlanmış ayrıca çok estetikti. Altı adet hareketli panel içerisinde bulunan sahneye, derinlik, yükseklik, iç mekan, dış mekan havasının çok başarılı bir şekilde verildiğini söyleyebilirim. Ayrıca iç mekan sahnelerinde gelen hareketli ahşap merdiven, ahşap valizler, tekerlekli komodinler, sandalyeler, kırmızı uzun kurdeleler ve hepsinin götürdüğü metaforlar etkileyiciydi.
Müzikler, kostümler, koreografi ayrıca büyük bir alkışı hak ediyordu. Nasıl çalışılmış, nasıl emek verilmiş olduğunu tüm dans sahnelerinde hissediyorsunuz. Ortada inkar edilemez çok ama çok büyük bir emek olduğu kesin.
Sahnelenmesi bu kadar zor bir konunun böyle başarılı bir müzikal şeklinde karşıma çıkması beni çok mutlu etti. 2 saat 20 dakika su gibi akıp geçti. Gelecek sezon belki tekrar izleme şansını elde ederim. Bu oyunla ilgili aklıma takılan tek şey daha önce hiç görmediğim şekilde oyuncuların birer mikrofon ile oynamasıydı.  

Anna Karanina - Aslı Artuk
Aleksey Karenin - Cengiz Uzun
Doli - Özden Gököz
Stiva - Şevki Çapa
Levin - Caner Kadir Gezener
Kiti: Mihriban Rezzan Seyhan
Kont Vronski: Barbaros Efe Türkay
Nikolay: Mert Aksu
Prenses Betsi: İrem Ulusan
Kontes Vronski: Yıldız Venedik
Kontes Lidya: Tuba Erkan Tazebaş
Seryoşa: B. Tayga Konak
Uşak: Berk Baykut
Vasily: M. Onur Kocabaş
Mürebbiye: Nazlı Zeren Kutluyıl
Hemşire: Cansu Arslan
Yüzü Görünmeyen Adam: Berkan Görgün
Dul Kadın: Başak Güleç Gökalp
Genelev Kızı Marya: Pelin Gülten
Dolli'nin Çocuğu Tanya: Cansu Arslan
Dolli'nin Çocuğu Grisha: Özkan Gültekin
Dolli'nin Çocuğu Lili: Mina Esin