okul yaşantısı hayatımıza girdiğinde korktuğum iki şey vardı; biri el yazısı diğeri performans-proje ödevleri... 1. sınıf itibariyle yaşantımıza girdiler maalesef...
el yazısını ilk veli toplantısında sordu bir veli, bu yazının ileride bir faydasını görecek miyiz diye... öğretmen net cevapladı "hayır, zaten bir-iki seneye kendiliğinden düz yazıya geçiyorlar" diyerek.. peki daha zor olduğu aşikarken, el yazısında bu ısrarın ne mantığı var anlamıyorum.
performans ve proje ödevlerine ise çok tepkiliydim. velileri zora koşmaktan başka bir işe yaramadığını, çocukların kendi başlarına yapabileceği ödevler olmadığını, konu ve materyal araştırma görevinin sadece büyüklere kaldığını düşünerek... hatta ben yapmam diyordum ama bu uygulanamıyor, çünkü çocuk üzülecek, çocuğu cezalandırmış oluyorsun bir bakıma...bu ödevlerin aile katılım ödevleri olduğu konusunda bir kabulleniş yaşadım sonra... ödevler verildi el mecbur yaptık biz de...
1.sınıf matematik performans ödevimiz, renkler bir örüntü oluşturuyor.
1.sınıf hayat bilgisi performans ödevimizin kapağı, atatürk albümü.
1.sınıf türkçe performans ödevimiz: şiir ezberleme... okulun salonunda tüm sınıf sırayla okudu şiirlerini, elif "atatürk çocukları" isimli şiiri okudu ve veliler olarak izledik...
performans ödevleri bunlardı. bir de proje ödevi var nisan ayında vereceğimiz...
bu arada sınıflarında bir yılbaşı kutlaması yaptılar, ne kadar mutlu oluyor çocuklar böyle etkinliklerde :)
ve eren' ler de ana sınıfında mesleklerle ilgili bir ödev hazırladılar. herkes olmak istediği meslekle ilgili bir afiş hazırladı. eren balıkçı olmak istiyor, neyse bir kişi de oto tamircisi olmak istemiş de onca doktorun mühendisin yanında yalnız kalmadık :)
günler geçip gidiyor, çocuklarımız büyüyor... tüm çocuklar sağlık içinde ve mutlulukla büyüsünler :)