17 Haziran 2014

mezuniyet







hayatımın en büyük süprizi, akıllı, becerikli, düzenli, vefalı, bilgiç oğlum... mezuniyetin ile beş yıldır yaşamımızın büyük bir parçası olan kreş hayatına veda ediyoruz. önümüzde bize şimdilik uzun görünen bir ilköğretim süreci var. geçen seneki endişelerimin çok azını yaşıyorum bu sene... gideceğin okul, etüt belli... okulumuza alıştık, gidiş dönüşlerimiz planlı. birinci sınıfın nasıl olacağını az çok tahmin edebiliyoruz... senin için bu seneye olabilecek en üst düzeyde hazırlıklıyız oğlum... ikinci çocukların en büyük şansı bir bilinmezin şaşkınlığından uzak, tecrübe ile büyümeleri sanırım.

2010 eylülde 2 yaşını doldurur doldurmaz başladığın kreşten 6 yaşında 117 cm 21 kg luk birinci sınıf öğrencisi olarak ayrılıyorsun... ablandan sonra bana mini mini görünen bir yapın var ama mantığın ve bilgin ile bizlere dersler veriyorsun. ablanın izinde onunla rekabet halindesin hep. başarılı olacağına ve bunun için elinden geleni yapacağına inanıyorum... yolun açık, bahtın güzel olsun oğlum...

not: elif mezuniyet

11 Haziran 2014

senden korkmuyoruz su çiçeği!

bahar aylarında okul ve kreşlerde su çiçeği salgını olduğunu öğretmenlerden duyuyorduk ama bu seneye kadar yakalanmamıştık. artık çocuklarımız bu virüse karşı aşılı. ancak aşılı olan çocuklarda da hastalığın seyri farklılık gösterebiliyor. çok hafif ateş ve bir iki döküntü ile ne olduğunu anlamadan atlatanlar da var; 4 gün ateş ve çok fazla döküntü ve kaşıntı ile karşılaşanlar da...
Su çiçeği çocukluk çağı hastalığıdır. Selim bir hastalıktır. Hastalığın bulaşıcılığı çok yüksektir. Çocuklarda döküntüyle ve ateşle seyreden bir hastalıktır. Kuluçka dönemi olarak enfeksiyon ajanı bulaştıktan 14-21 gün sonra döküntü ortaya çıkmaktadır. İlk 1-2 gün hafif ateş, halsizlik, burun akıntısı gibi bulgular olur. 1-2 gün bu hafif bulguların arkasından döküntü başlar.

eren' de 38,5 civarında 24 saatlik ateşli dönem sonrası ilk döküntüler başladı. bu süreçte halsizlik, karın ağrısı, vücut ağrısı, iştahsızlık çok fazlaydı. döküntüler oluştuktan sonra da ateş devam etti. doktor ateş düşürücülere ilaveten antihistaminik şurup ve kaşıntı için bir losyon verdi. eren' i en çok zorlayan ve bizi üzen ağız içi lezyonları oldu. boğazına yakın bölgelerde ve su içerken bile canı yanıyordu. 
Çocuğun iştahsızlığı olabiliyor, halsizliği olabiliyor, ağız içindeki lezyonlardan dolayı ağız içinde ağrı olabiliyor. Yani döküntü, ateş, halsizlik, iştahsızlık spesifik bulgulardır. Döküntünün süresi çocuklarda genelde 1 haftadır. Su çiçeğinde döküntü ortaya çıktıktan sonra yavaş yavaş yeni döküntüler oluşur ve eskiler kurur.
Su çiçeği selim bir hastalıktır ve viral bir enfeksiyondur. Antibiyotik gerektirmez. Non-steroid antiflematuar ilaçlar genelde bakteriyel enfeksiyon riskini artırdığı için, tedavide ateş için parasetamol dışında ilaç kullanılmaz.
Su çiçeği hastalığının seyri sırasında, Reye Sendromu'nu artırdığından aspirin kullanılmaz. Parasetamol dışında kaşıntıya yönelik antihistaminik ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar ağızdan alınabilir veya cilde sürülebilir. 
ağız içi lezyonları için tantum sprey ve gargara kullandık.
Su çiçeği hastalığında döküntü dönemi genelde 7 gün sürer. Su çiçeğinin bulaşıcılığı döküntü ortaya çıkmadan bir hafta önce, döküntü çıktıktan sonra da 1 hafta sürmektedir. Yani lezyonların tamamı kuruyana kadar su çiçeği olan bir çocuk bulaşıcıdır. Su çiçeği temasla ve solunum yoluyla bulaşmaktadır. Bu dönem içinde çocuğun istirahat etmesi, yuvaya gidiyorsa yuvadan, okula gidiyorsa okuldan uzaklaştırılması diğer arkadaşlarına bulaştırmaması açısından önemli.
Not. Alıntılar için tık
su çiçeği virüsünün elif' e bulaşması konusunda doktorun tavsiyesi üzerine tedbir almıyoruz. çünkü bu hastalığın büyük çocuklarda daha ağır seyrettiğini biliyoruz. eğer bulaşacaksa ona da bulaşsın ve o da atlatsın... korkmuyoruz senden su çiçeği !

2 Haziran 2014

çocuklarda kulak deldirme

önce bebekken heveslenmiştim ama kıyamamıştım kulaklarını deldirmeye çok küçüktü. aklı biraz ersin, ellemesin dokunmasın diyerek ertelemiştim. ne bileyim ben kızımın antisüslü olacağını. kreşte bütün kızlar etek elbise giyerken benimkine belli lastikli eşofmandan başkasını giydiremedim. ayakkabısı biraz kız ayakkabısına benzese parmaklarımı hareket ettiremiyorum, giymem de giymem diye tuttururdu. yaşıtları annelerinin makyaj yapmasını hayran hayran izlerken, bizimkine zorla bir iki kez oje sürebildim. saçlarını taratması, bağlatması ne kadar kısa o kadar iyiydi onun için. zaten toka, kolye, bilezik hak getire ne saçında ne kolunda durmazdı. haliyle aklı erince de kulağını deldirmeyi reddetti. ne kadar özensem de önceleri önemsemedim, büyüyünce ister, kendi isteyince deldirir falan diye iki sene oyaladım kendimi. baktım istemiyor ve isteyeceğe de benzemiyor. ne yapayım biraz gaz, biraz cesaret, biraz teşvik, biraz rüşvet, biraz katakulle hoop deldirdik kulakları sonunda :) 
kulak deldirme tecrübelerimiz;
aslında genel anestezi altında çocuk cerrahına :) deldirtmeyi bile düşünmüştüm ama hazır ikna olmuşken tesadüfen önünden geçtiğimiz bir gümüşçüde yaptırdık :)
-kulak memesi steril solüsyon ile temizlendi.
-steril çelik küpe kapalı kutusundan çıkarılarak tabancaya takıldı.
-kulak soğutucu sprey ile uyuşturuldu.
-delik yeri belirlendi.
-tak diye küpe kulağa takıldı. gerçekten işlem bir anlık ve kolay. kanama falan olmuyor.
-sonrasında kulak memesinde 2 saat süren hafif kızarıklık, şişlik ve kaşıntı oldu.
ilk gün banyo yapmadık, hiç mi hiç dokunmadık. sabah dikkatlice küpeyi her iki tarafa hafifçe çevirdik. batticon ve teramicine sürdük. sonraki günler sabah akşam küpeyi hafifçe çevirdik. beşinci günün sonunda altın küpeye geçtik. iki gün yeter deseler de itibar etmeyin, on beş güne kadar bile kalabilirmiş ilk küpe. kulağın iyice iyileşmesi avantaj oluyor, çünkü tabanca ile takılan küpenin arka klipsini çıkarmak biraz zor. ön kısmı çok iyi sabitleyerek arka klipsi çıkartmak, taze kulak deliğini hırpalamamaya dikkat etmek gerekiyor. 

ve sonunda mutlu son, gelsin güzel küpeler :)