Bir gün 10 yaşındaki kızım yanıma geldi ve 'anne ben popüler olmak istiyorum' dedi. Bu konuda biraz sohbet edince isteğinin sınıfında ilgi görmek olduğunu anladım. Aslında içe kapanık, sessiz bir çocuk değil ama daha fazlasını istiyordu. Herkes onu sevsin, herkes çevresinde toplansın, hepsi bir yanından çekiştirsin, sınıf başkanı olsun, birinci olsun, telefonu olsun, en güzel kıyafetler onda olsun, olsun da olsundu.
Kendimi düşündüm ilkokul sıralarında. Biri beni fark edecek diye öndeki arkadaşımın arkasına saklanırdım. Sessiz, sedasız, ürkek çocukluğumun satır aralarında özgüven eksikliği bangır bangır bağırıyordu. Sonraki yıllarda da önde olmak, farklı olmak, dikkat çekmek benim için hep kaçınılması gereken bir durumdu. Sessizliğimi seviyordum. Beni fark edenler gerçekten benimle ilgilenenlerdi. Bugüne değin de hep böyle oldu, kendimi kimsenin gözüne sokmaya, öne çıkmaya çalışmadım. Hiç de yalnız kalmadım, çevremde hep arkadaşlarım dostlarım oldu.
Yani kızımın arzusu bana dağlar kadar yabancı bir durumdu. Nasıl popüler olunur bilmiyordum. Çocuklar sınıflarında gruplar kuruyor, gruba almalar, gruptan atmalar yaşanıyordu. Kimilerinin telefonu, kiminin fiziği, kiminin çalışkanlığı, kimilerinin yaptığı spor, kiminin ingilizcesi popüler olmalarını sağlıyordu. Bazıları çok espriliydi, hep yeni oyunlar buluyordu ondan popülerdi. Bazı çocukları ise maalesef dışlıyorlardı. Çocuk yetiştirmede ana rotamız erdemli, hakkaniyetli, iyi, dürüst insanlar yetiştirmekti. Kızımın bu isteği beni biraz üzdü. Demek çocuklarımız erken yaşlarda popüler kültürden nasiplerini almaya başlamıştı. Çocukların çoğunluğu benzer kaygılar içerisinde olabilirdi.
Gerçekten okul sıralarında nasıl popüler olunurdu. İnternet bunda da imdada yetişiyor, popüler(yeni lugatta popi) olmak isteyenlere bin bir türlü reçete sunuyordu. Biraz daha büyüyüp, eline telefonu alanlar ise aldıkları beğeni sayısına göre popülaritelerini ölçüyorlardı. Popülarite uğruna sosyal platformlarda düşünülmeden yapılan paylaşımlar tehlikeli sonuçlar doğurabiliyordu. Şimdilik internetten uzak ve güvendeydik ama yakın zamanda internetli bir akıllı telefonları olduğunda bizim bihaber olduğumuz sosyal hesapları olduğunda neler olacaktı.
Kızımla konuşmalarım öncelikli olarak onu anlamak üzerine oldu. Ona göre popüler kişiler; tanınan, gündemde olan, özenilen, onun gibi olmaya çalışılan, kendini diğerlerinden farklı gören kişilerdi. Popüler olmak, tam olarak çalışkanlık değil (keşke olsaydı), güzellik değil(neyse ki), havalı olmak değil, bazı özel yeteneklere sahip olmak da değil; Ancak tüm bunların karışımı olan farklı, ışığı olan, dikkat çekici bir kişi olmaktı.
Sonraki konuşmalarımızda;
insanın kendisi olmasının önemi,
gerçek dostlukların özellikleri,
seni olduğun gibi seven insanların gerçek arkadaşların olduğu,
bilim, sanat ya da bir başarı ile elde edilmemiş popülaritenin aslında içi boş, sürdürülmesi zor bir durum olduğu,
asıl olanın toplumun takdirini kazanan davranışlar olduğu,
başkalarının beğenisine göre değil kendi doğrularına göre hareket etmek gerektiği,
sınıfımızda dışlanan arkadaşlarımız varsa onları tekrar aramıza almanın ne güzel olabileceği,
tüm insanların farklı özellikleri ile eşsiz ve güzel oldukları,
toplumun insandan başarıları ile söz etmesinin arzulanır olması gerektiği ve şimdi aklıma gelmeyen doğruluk, dürüstlük, saygınlık, yardımseverlik gibi kavramlardan bahsettik.
İşe yaradı mı bilmiyorum. Bazen ailemi alıp kaçıp gitmek istiyorum. Modern insanın kelepçelerinden kurtulup, bize empoze edilen bu kültüre savaş açmak, hayatımızı kolaylaştırdığı iddia edilen onca teknolojik ürünü elimin tersiyle itip, mümkün olduğunca doğal bir hayata dönebilmek. Yazması ne kadar kolay, yapması ise neredeyse imkansız...
Görseller: Nicoletta Ceccoli