19 Temmuz 2014

dostluğun biz sevgisiyle

üniversiteye başladığımda kendimi tam bir yetişkin, hayata hazır coşkun akan bir ırmak gibi hissediyordum. engel yoktu, yapamayacağım şey yoktu, artık rüştünü ispatlamış bir reşit kişiydim. amfilerde proflardan ders dinleyecek, üniversite kantininde aç karnına çay sigara içecek, öğrenci klüplerine üye olacak, vize, final, dekan, rektör, öğrenci işleri, bölüm sekreterliği gibi ablamlardan çokca duyduğum kelimeleri yerinde görecektim. her şey çok güzel olacaktı.

orada geçirdiğim dört yıl boyunca insanlar tanıdım. 90' lı yıllarda öğrenciydim. ülkücüler vardı, devrimciler vardı, yurtseverler vardı, türbanlılar vardı, siviller vardı, ciksler vardı. okula girerken çanta arama vardı, türbanlı arkadaşlar sınavdan çıkarıldı, kantinde devrimciler ablukaya alındı. biz ise tüm bunlar yaşanırken bugünlere uzanacak bir dostluğun temellerini atıyorduk. saydığım tüm dokulardan izler barındıran 8 kişi , o atmosferden sıyrılarak kendimize çok özel bir arkadaşlık kurduk. mezuniyet günü hep beraber gülümsedik objektife. sonra rüzgar esti ve toz olup dağıldık ait olduğumuz yaşamlara ama ne zaman aramızdan biri evlense mıknatıs gibi çektik birbirimizi, bir araya geldik. ikili üçlü buluşmalar yaptık hayat elverdiğince, fırsat buldukça. çocuklarımız oldu, buluştuk görüştük kopmadık. facebookda whatsupda bulduk birbirimizi.
ve mezun olduktan tam 15 yıl sonra biri görüşelim buluşalım diye fısıldadı ortaya. bu fısıltıya öyle sahip çıktık ki tam bir hafta sonra ankara' da büyük buluşma diye adlandırdığımız bir hayali gerçekleştirdik. kolay olmadı; birimiz dışında her birimiz evliydik, 8 kişiydik, 13 çocuğumuz olmuştu toplamda. diyarbakır' da, izmir' de, mersin' de, gerede' de, kayseri' deydik. ama bir günlüğüne bile olsa kuş olduk, şartlarımızı zorladık, ankara' da buluştuk. insana gözlerini dolduracak kadar gurur veren bu deneyimi yaşamak, o yıllardan geriye kalan en büyük kazanç benim için.

bu buluşma bana gösterdi ki geçen 15 yıl aslında geçmemiş. her sene tekrarını yapabilme sözleri vererek zorla ayrıldık birbirimizden. son zamanlarda geçirdiğim en hızlı, en yoğun duyguları yaşatan, en güzel gün oldu. herkese nasip olmayacağını bildiğim bu dostlara sahip olduğum için kendimi şanslı sayıyorum...

3 Temmuz 2014

yaz okulu

okullar kapandı, havalar ısındı. biraz nazlansa da yazın gelişi artık herkes tatil havasına girdi. iş yerinde çocuk nüfusu arttı, çünkü yıllık izinler okul tatillerini karşılamaya yetmiyor. 90 gün yaz tatili 15 gün şubat tatili karşısında; hiç kullanmak zorunda kalmamışsan bile 30 gün olan yıllık iznin şansı yok. bu sene ilköğretimin hayatımıza girmesi ile birlikte apayrı bir sektörle tanıştık: özel etüt merkezleri ve yaz okulları. 
özel etüt merkezleri: yarım gün olan devlet okullarına tam destek. sabah kahvaltısı, ödev, öğle yemeği ve okula servis hizmeti veriyorlar. ayrıca 15 günlük şubat tatillerinde ya da okulların kapalı olduğu ortak sınav günlerinde çocukları bırakabiliyorsunuz.
yaz okulları: etüt merkezlerinin, özel okullarının, spor klüplerinin farklı yaz okulları var. genellikle 3' er ya da 2' şer haftalık dönemlerde, tam gün, 7-13 yaş çocuklarına hitap ediyorlar. bazı yaz okulları zihinsel, bazıları sportif, bazıları ise sanatsal etkinliklere ağırlık veriyor. 
bizim ilk aklımıza gelen hali hazırda devam etmekte olduğu etüdün yaz okulu oldu. ancak programı incelediğimde gerçekten hayal kırıklığına uğradım. çünkü zamanlarının çoğunu kapalı alanda geçireceklerini ve sadece haftada 2 gün 1,5 saat yüzmeye gideceklerini gördüm. her ne kadar benim hayalim uçsuz bucaksız kırlar, gökkuşağının altından geçmek, bir buzağının doğumunu izlemek, yağmurda ıslanmak, köpeklerle koyun koyuna uyumak olsa da :) kendisini biraz daha özgür hissedebileceği ve zamanının çoğunu zihinsel değil fiziksel aktivitelerle, dışarıda geçirebileceği, bütçemizi de sarsmayacak bir yaz okuluna çok da aramadan hemen kayıt yaptırıverdik. bulduğumuz yaz okulunun bir avantajı da tüm aktivitelerin aynı kampüs içerisinde olması. 
7-25 temmuz arası, haftada 4 gün yüzme, 1 gün gezi, 5 gün seçmeli spor branşı (bizimki voleybol) ve 4 gün de kültürel aktivite (dans) var. ders seçimlerine kesinlikle müdahale etmedim bana kalsa tercihlerim çok farklı olurdu :) mesela satranç, tenis, jimnastik, badminton gibi alanlar da vardı. ilk gün eşlik etmeyi planlıyorum. bir süredir evde çalışsak da giyinip-soyunma, duş alma gereksinimlerini nasıl karşılayacağı konusunda endişelerim var.
anneanne-babaanne-teyze bilumum akrabalar: her ne kadar etüt, yaz okulu vb imkanlar varsa da ilk öğretim çağında çocuğu olan ve çalışan anneler için olmazsa olmaz olan aile desteği bence. 3 hafta yaz okulu, 4 hafta yıllık izin koca yazı kurtarmıyor çünkü. ayrıca okul döneminde hasta bir çocuğun evde bakımı gerekiyor. 
bugün takip ettiğim bir sitede görüp de çok sevdiğim "hayalimdeki tatiller" i anlatan fotoğraflarla sizleri baş başa bırakıyorum :)