Bu sene okulların 9 Haziran' da kapanıp, 18 Eylül' de açılacağını öğrenince moralim bozuldu tatil hesabı falan yapmadım. Her sene ölçüp biçip ince ince planlarken, bu kez akışına bıraktım. Nasıl olsa ağzımla kuş tutsam izinle, yaz okuluyla, şunla bunla bu zamanı dolduramam. Hadi bakalım bir de böyle deneyelim.
Çocuklar ilk hafta etüte devam ettiler. Devam ettiler ama zorla, ay keşke evde olsak, hiç bir arkadaşımız gelmiyor, neden biz gidiyoruz, tatil oldu hala etüte gidiyoruz, bin bir şikayet. İkinci hafta ikisini evde bırakayım dedim. Babaanneleri aynı binada olunca gözüm arkada kalmıyor. Tabi ellerine tabletleri ve sınırsız interneti verince bir bitkiden farksız oluyorlar. Arada suyunu, besinini ver, kendi haline bırak. Tüm kış boyunca tablet yüzü görmeyen çocuklar, çölde su bulmuş gibi oldular.
Ama bu kadar da serbestlik olmaz diyerek, makul miktarda günlük ödev, okuma listesi, test vermeyi ihmal etmedim tabi. Yalnız ayarı iyi tutturamadım sanırım, sabahları iş servisim daha hareket etmeden ödevlerini bitiriyorlardı. Sonrası malum. Gün içinde de haberleşebilmek için massenger' ı kullandık.
İlk akşam saat beş buçuk gibi eve gelip iki müptela bulunca sordum: sizi tabletten kurtarayım mı yavrum? İkisi de bu soruyu bekliyormuş, pek sevindiler. Hiç bıkmayız sanıyorduk ama bıktık dediler. Ertesi güne kadar tabletleri kaldırdım.
5 günün sonunda kızım bir instagram hesabına admin olmuş. Oğlum five nights at freddy's in 2.sini bitirmiş. Şimdilik başarılarımız bu kadar. Akşamları da biraz bahçeye salıyorum, patendir, baskettir, topdur 1 saat hava alıp geliyorlar.
Baktım bu işin maliyeti yaz okuluyla boy ölçüşemez. Biraz fındık - fıstık - dondurma - bir kap yemekle halloluyor. Eğer böyle giderse bu yaz köşe olurum dedim, nabızlarını yokladım. Tatilden dönünce biraz daha kalırsınız dimi kardeş kardeş evde yavrum? diye sordum. Yok evde sıkılırlarmış, tablette gözleri bozulurmuş, yaz okulunda spor yapacaklarmış falan. Baktım birden doğrucu davut kesildiler, aferin yavrum dedim, aferin böyle akıllı olun siz :)))