21 Nisan 2017

16 Nisan 2017

Bir kez daha tarihe tanıklık ettik.
Yeni anayasa referandum ile kabul edildi.
Bu anayasaya yurt içinde :
23.916.013 kişi EVET (50,98)
23.000.145 kişi HAYIR (49,02) derken yurt dışından gelen oylarla toplamda :
24.747.056 kişi EVET(51,21)
23.576.573 kişi HAYIR(48,79) dedi. 
Yurt dışındaki vatandaşlarımızın %60' ı EVET demişler. Sonuç olarak yurttaşlarımız tam ortadan ikiye bölünmüş durumda. 
Şanslı bir nesildik, okullarımızda tarihimizi, yazları gittiğimiz Kuran Kurslarında dinimizin güzelliklerini öğrendik. Bizleri yetiştiren öğretmenlerimiz, annelerimiz babalarımız görevlerini layıkıyla yerine getirdiler. Bugünün anneleri olarak bizim vazifemiz; ülkesini, milletini, tarihini seven, bayrağındaki kırmızının idrakına varmış, dininin güzelliğini, Allah sevgisini bilen, hukukun üstünlüğünü, adaletin herkes için olduğunu, demokrasiyi, demokratik haklarını bilen, güçten değil haktan yana olan, laikliği, güçler ayrılığını benimsemiş vazifeye hazır gençler yetiştirmek. Yetiştirmek ki bu bayrak yarışı, görev teslimi devam edebilsin. 

7 Nisan 2017

Profesyonel

PROFESYONEL | İSTANBUL DT
1 perde | 1 saat 45 dakika
Yazan : DUŞAN KOVAÇEVİÇ | Çeviren : BAŞAR SABUNCU, BİLGE EMİN | Rejisör : IŞIL KASAPOĞLU
KONU
Dünyaca ünlü Sırp yazar Duşan Kovaçevic, Yugoslavya’daki büyük dönüşümden önceki ve sonraki toplumsal-politik yaşamı, bir entelektüelin yaşamöyküsü içinde, karakomedi türünde ve ironik bir üslupla anlatıyor. 40 yaşlarında bir edebiyat adamı, bir sekreter ve bir gizli polisin süprizlerle dolu soluk soluğa izlenecek hikayesi.
Not:
2010 Afife Tiyatro Ödülleri - Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu - Bülent Emin Yarar
2010 8. Tiyatro Ödülleri - Yılın Erkek Oyuncusu - Yetkin Dikinciler

OYUNCULAR :BÜLENT EMİN YARAR-YETKİN DİKİNCİLER-GÜLEN ÇEHRELİ-CENAP OĞUZ


İstanbul Devlet Tiyatrosunun 7 sezondur gösterimde olan ve bilet bulmakta en çok zorlanılan bu muhteşem oyununu Şinasi Sahnesinde izlemek muhteşemdi. Oyunun adı profesyoneldi, oyuncular ordinaryüs :) Bazı insanların bu kadar yetenekli olması bazen size de haksızlık gibi gelmiyor mu? :))
Metin o kadar ilgi çekici, zekice planlanmış ve şaşırtıcı ki merakla bekliyorsunuz her anını. Tek perde 2 saat su gibi akıp geçiyor. İzleyici ile girilen minik diyaloglar,mimikler ve göz temasları oyuncularla güçlü bir bağ kurmanızı sağlıyor. Oyunun başında Theodor(Yetkin Dikinciler) kendini tanıttıktan sonra bir izleyiciye dönüp diyor ki: 'Bugün biri gelip geçmişinizi değiştirebilir mi?' İşte bu soru da zaten oyunun iskeletini oluşturuyor.
Oyun Yugoslavya’da Tito sonrası Miloseviç döneminde geçiyor. Theodor, Tito dönemindeki komünizmi acımasızca eleştiren bir yazarken,  Miloseviç döneminde genel yayın yönetmeni görevine getiriliyor.Luka(Bülent Emin Yarar), emekli bir polistir. Tito ve komünizm karşıtı söylemleri yüzünden fişlenen Theodur’u 18 yıl boyunca takip etmiştir. Takip etmekle kalmayıp önceleri Theodor’un katlinin vacip oluğunu düşünmüş hatta amirlerine bu konuda önerilerde bulunmuştur. Birkaç kere de öldürmeye niyetlenip çeşitli sebeplerle başaramamıştır. Edebiyat öğretmeni olan, derslerinde Theodor’un kitaplarını okuttuğu için ülke dışına çıkmak zorunda kalan oğlu Miloş sayesinde zamanla Theodor’u öldürmekten vazgeçip farklı bir gözle bakmaya başlamıştır. Hatta ölümden kurtardığı bile olmuştur.Luka elinde bavulu, evrak çantası ve dört adet ciltlenmiş kitap ile Theodor’un ofisine gider. Theodor, Luka’yı küçümser. Elindeki ciltlenmiş kitapların basılmasını isteyen yazar adaylarından olduğunu zanneder. O kitapların 18 yıl boyunca yaptığı konuşmaların yazıya aktarılmış hali olduğunu öğrendiğinde, bavuldan çıkan kendisine ait eşyaları gördüğünde geçmişiyle yüzleşir.
Sade, doğal ve dönemi yansıtan tarzı ile dekoru çok sevdim. Eğlenceli yorumu ile yönetmen Işıl Kasapoğlu' nun ellerine sağlık. Metin zaten eğlenceli iki büyük usta da tüm güler yüz ve dinamizmi ile oyunu estirip coşturuyorlar. Bülent Emin Yarar hiç bitmeyen enerjisi ve o muhteşem oyunculuğu ile, Yetkin Dikinciler o muhteşem sesi, dev gibi cüssesi ile kendisine hayran bırakıyor ve unutulmayacak bir tiyatro gecesi yaşatıyorlar izleyiciye.
Oyuna grup olarak gidince de biraz bekleyip ustalarla fotoğraf çektirmek bizim için hoş bir anı oldu. Keşke dedim Musa Uzunlar' la ile de çektirseymişim :)))


Bu oyun ile birlikte bu sene izlediğim 11. temsil oldu. Benim için oldukça verimli bir tiyatro sezonuydu. Belki Mayıs ayında son bir oyun ile sezonu kapatırım. Yaşasın tiyatro, diyorum :))