Çocuklarım büyüdükçe anneliğe bakış açım, endişelerim değişiyor. 9 ve 7,5 yaşında iki çocukla;
Doğal beslenme konusunda tutumumu çocuklarım okula başlayınca mecburen esnettim. Paketli ürünler istemesek de hayatımıza girdi.
'Çocuklarla birlikte oyun oynamak gerektiği' konusundaki düşüncemi, ikisini birlikte mutlu şekilde oynarken görünce, 'ihtiyaç oldukça gerekli' diye değiştirdim. Hem artık tavla, pişti, okey, uno, tabu gibi benim de oynarken keyif aldığım oyunları oynayabiliyoruz.
Mutlu, sağlıklı olsun yeter düşünceme biraz da başarılı olsunlar eklendi okul sistemi içine girdikçe.
Koşsun, oynasın, eğlensin aktivite için yeterli iken bunları yaparken seveceği bir hobi de geliştirebilsin diye düşünmeye başladım.
Kardeşler aralarında kavga ederken şiddet olmasın derken, mümkünse birbirlerini gıcık etmesinler, laf dalaşına girmesinler eklendi. Fiziksel ve psikolojik şiddet olmasın diye düşünüyorum şimdi.
Akşam yemekleri dökme, saçma, yemek yedirme gibi eylemler yerine; birlikte radyo programı dinleme, sohbet etme ve günün önemli olaylarının konuşulabildiği bir zaman dilimi haline geldi.
Yaptığımız alışverişlerde artık benim seçimlerimin bir önemi yok. İhtiyaçlarını neredeyse tamamen kendi istedikleri şekilde alıp, kullanıyorlar.
Kendimi hizmetkar gibi hissettiğim tatillerin yerini herkes için dinlenceli, eğlenceli tatiller aldı.
Sadece çocuk eğitimi hakkında olan okumalarım biraz daha genişledi. Artık istediğim her telden okuyabiliyorum.
0-3 yaş bebeklerin eğitimi, beslenmesi ile ilgili tv programları şimdi hiç ilgimi çekmiyor, Yeni ilgi alanım ergen psikolojisi.
Karakterleri şekillendikçe bende bir kabullenme başladı. Değiştiremeyeceğim özellikleri için fazlaca güç savaşına girmiyorum şimdilerde.
Oyuncak alışverişlerinin yerini kitaplar aldı. Kitap okumadan duramayan bir kızım var çünkü.
Tutturduğumuz gündelik rutinden bir sıkıntımız yok. Herkes sorumluluklarını biliyor. Yatma, kalkma, banyo, yemek, ödev ve ev işleri düzenli bir şekilde ilerliyor. En büyük sorunum sürekli rekabet halinde ve birbirlerini alt etmeye çalışan iki kardeşe orta yollar bulmaya çalışmak. Hayatın her alanında yarış halindeler. Kazanmak için ise her yol mübah. Biliyorum içinde bulundukları rekabet onları hayata hazırlıyor, deneyimleri onlara çok şey katıyor. Gelişimlerine, sorun çözme becerilerine katkı sağlıyor. Ama anneleri olarak bazen ne yapacağını bilmez hallere çok sık düşüyorum. Taraf tutmamak, hakem olmamak gerektiğini, kavgayı kimin başlattığının önemli olmadığını, duyguların dışa vurulması gerektiğini biliyorum. Ama sakin, sabırlı ve sevgi dolu bir şekilde sorunların üstesinden gelebilme oranım oldukça düşük.
Kardeş sürtüşmelerine bir sihirli değnek istiyorum :)
ayyyyyy tamam işte çok normal hayatın hayat işte buuuuu :)
YanıtlaSilnormalim di mi :)))
SilNe güzel sıralamışsınız. Çocuklar büyüdükçe gelişiyor, değişiyorlar. Bizler de o değişime ayak uyduruyor, tutum ve davranışlarımızı değiştiriyoruz. Uyum sağlamak her iki tarafı da rahatlatıyor.
YanıtlaSilSevgiyle...
Çok teşekkür ederim. Büyümeleri, yetişkin hayatımıza alan açıyor, en mutlu edici tarafı bu :)
SilKardeşlik hem çok güzel hem de biraz çetrefilli bir yol. Anne babaların işi de gerçekten çok zor.
YanıtlaSilEvet :) Ne beraber ne ayrı olamıyorlar. Bir bakıyorum kuzu sarması bir bakıyorum can düşmanı :)
SilBizler de çocuklarimiz büyüdükçe gelisiyor ögreniyoruz. 3 çocugum da bana farkli seyler ögretti hayatta.
YanıtlaSilÜç çocuk ha, süper :) Siz bu konuda eminim çok daha donanımlısınız :)
SilKeşke ben bu kadar ara vermeseymişim kardeşler arasında. Çocukluk dönemi bitiyor daha zor bir döneme giriyorsun belki ama ben şimdi senin yerinde olmak istedim. Ve düşüncelerim seninle aynı hizada ilerliyor.
YanıtlaSilAh Nilhancım herşeyin bir olumlu bir olumsuz tarafı var. Sen de ayrı ayrı tek tek ilgilendin doya doya :)) Zaten sarı fırtına büyüdü artık :)
SilBen şimdi şuna takıldım :) "Kendimi hizmetkar gibi hissettiğim tatillerin yerini herkes için dinlenceli, eğlenceli tatiller aldı." ve çok sevdim. Çok iyi analizler bunlar.
YanıtlaSilAy evet tatillerin tadı yeni çıkmaya başladı :)
Sil