18 Kasım 2024

Lysistrata - İstanbul DT

Büyük Oyunu + 13
1 Perde - 1 saat 25 dakika
Yazan Aristophanes
Çeviren Azra Erhat, Sabahattin Eyüboğlu
Yöneten Barış Erdenk
OYUNCULAR:
Lysistrata Fulya Ülvan
Myrrhine / Probulos Ebru Aytürk
Lampito / Kinesias Sevi Demirçivi
Klenonike / Lykaon / Spartalı Çocuk Çiğdem Aygün
Maicon / Ankhises / Spartalı Sözcü Melodi Özkazanç
OYUNUN KONUSU
M.Ö. 490-478 yılları arasındaki Yunan-Pers Savaşları’ndan sonra, Yunanistan’ın iki büyük gücü olan Atina ve Sparta’nın arasındaki iktidar mücadelesi ile artan gerilim, M.Ö. 411’de savaşa dönüşür. Yıkımdan ve ölümden başka bir şey getirmeyen savaşa karşı, Lysistrata’nın liderliğinde kadınlar örgütlenir. Bütün istedikleri savaşsız, kansız bir dünyadır ve erkeklerini barışa zorlamak için her türlü yolu deneyeceklerdir.

Yazarımızı tanıyalım: Aristofanes (Aristophanes), MÖ 446 - MÖ 386 yılları arasında yaşamış bir komedya yazarıdır. Antik Yunan komedyasının en büyük yazarı olarak nitelendirilen Aristofanes, Atina’da doğdu. Babasının adı Philippos'tur. Gençliğine dair kesinlik taşıyan bilgiler olmamakla birlikte günümüze ulaşamayan ilk oyunu "Bilgelerin Şöleni' nin MÖ 427’de oynandığı bilinmektedir. Dolayısıyla, Aristofanes’in oyun yazarlığı döneminin, Perikles'in ölümünden (MÖ 429) sonraki döneme tekabül ettiği söylenebilir. Yazar, Atina demokrasisinin en parlak dönemine yetişmiştir.

Oyunu 30 Ekim tarihinde Küçük Tiyatro' da izledim.
Metin; Atinalılar ve Spartalılar arasında yıllardır devam eden savaşın bitmesini isteyen kadınların Lysistrata liderliğinde birleşerek, savaşı sürdürecek paranın bulunduğu Akropolis’ teki tapınağı ele geçirmelerini ve kendilerini bu tapınağa kapatarak, eşlerine cinsel ambargo uygulamalarını anlatan komedya türünde bir eser.  Çünkü kadınlar artık oğullarını ve kocalarını anlamsız ve sonu gelmeyen bir savaşta kaybetmekten bıkmışlar. Metinde Lysistrata sadece Atinalı kadınları değil, Spartalı kadınlarla iletişime geçerek onları da aynı konsepte örgütlemeyi başarıyor. Bu açıdan baktığımızda belki de tarihteki ilk uluslararası toplumsal kadın hareketinin dimağlarda yer bulması olarak değerlendirilebilir. Oyun finalinde savaşı artık bir yaşam tarzı olarak benimsemiş olan, Spartalı ve Atinalı erkekler, savaşa son vererek barışa razı oluyorlar. 

Oyuna bugünün dünyasından baktığımız zaman mücadele argümanının cinsel yoksunluğa indirgenmiş olması her ne kadar rahatsız edici olsa da MÖ.411 yılının toplumsal koşulları düşünüldüğünde eserin önemi daha çok anlaşılıyor. Belki de ilk savaş karşıtı tiyatro eseri olabilir. Ya da uluslararası kadın hareketinin sanata ilk yansımaları olabilir.  Kadınların savaşı sürdürecek paranın bulunduğu Akropolis’ teki tapınağı ele geçirmesi savaşın ekonomik boyutunun önemini vurguluyor.

Oyun izlerken doğrudan Müjde Ar, Şener Şen ve Şalvar Davası' nı anımsadım. Ve Şalvar Davası' nın yazarı kimdi diye araştırınca: ''Şalvar Davası, Aristofanes'in Lysistrata adlı oyunundan uyarlanan 1983 yapımı Türk filmidir'' notu ile karşılaşınca hiç şaşırmadım:)


Barış Erdenk rejisi ile yorumlanan oyunda beş süper oyunculuk performansı izledik. Oyunda kadın ve erkek karakterlerin tamamının aynı ekip tarafından canlandırılması bence akışa eğlence ve hareket katmış. Dekor, kostümler, danslar ve şarkıları da oldukça başarılı bulduğumu eklemek isterim.
Oyun tek perde seksen beş dakika olarak ideal seyir süresinde tutulmuş. Hareketli ve komedi unsurlarına yer verilmesi nedeni ile hiç sıkılmadan izlenebiliyor.
Buradan MÖ. 411 yılına ve Aristofanes' e selamlarımı gönderiyorum ve tüm ekibi tebrik ediyorum.
Tiyatro her dönemde daima yaşamın kalbinde...