+davranışlarında kreşe devam etmesinden kaynaklı olağandışı değişiklikler gözlemlemedim.
+her ne kadar kreşte yalnız uykuya dalıyor, yalnız yemek yiyorsa da evde olduğu sürece benim yardımımı bekliyor.
+çizimlerinde, sınırlı boyamalarında gelişme var ama bunlar kreşin bir kazanımı mı yoksa büyümesinden mi kaynaklanıyor emin değilim.
+bir yetişkin gibi kendini sözcüklerle ifade edebiliyor. dil becerisi gelişti.
+zaten oldukça sosyaldi, şimdi herkesle çok rahat diyalog kurabiliyor.
+kreşte arkadaşlarından pek de hoşlanmadığım bir çok davranış ve kelime öğrendi. çocuklar birbirlerini taklit ediyor, birbirlerini etkiliyorlar ve ne yazık ki olumsuz davranışları daha çabuk kapıyorlar.
+bu kış çok ama çok fazla gribal enfeksiyon, ortakulak iltihabı geçirdi.
+kurallara uymayı, beklemeyi, sabretmeyi, hayatın merkezinde olmadığını öğrendi.
çocukların kreşe gitmesi-gitmemesi, kaç yaşında gitmesi, yarım gün gitmesi, oyun grubu konularında birbirinden çok farklı görüşler var. bence bu konuda ilk sorulması gereken soru neden... eğer çalışıyorsak ve çocuğumuza bakacak kimse yoksa, kreş zorunluluktan gündemimize girmiş demektir. yok eğer çocuğum birşeyler öğrensin, sosyalleşsin, arkadaşlarıyla oynasın gibi düşüncelere sahipsek o zaman tam zamanlı sabah 8buçuktan akşam 5buçuğa kadar olan kreşleri elimizin tersiyle itip, yarım gün ya da oyun grubu alternatiflerini değerlendirmek en mantıklısı gibi görünüyor bana.
eylül ayında kreş açıldığında şuan babanne bakımında olan oğlum da ablasıyla birlikte tam 2 yaşını doldurmuş olarak kreşe başlayacak. umarım uyum sürecimiz kolay olur...
şimdi elif in kreşteki ilk yılının son haftasından birkaç fotoğraf :

