2 perde | 2 saat 5 dakika
Yazan : ÖZLEM LALE | | Yöneten : İLHAM YAZAR
KONU:
“Belki Radyo-yu Hümayun’u kurup, başına beni geçirirler.”
Söz konusu aşksa, olmaz olmaz demeyin. E onlar da aşkları uğruna olmayacak işlere girdiler. Gireyazdılar... Girmeye çalıştılar... Yani, hikaye varsayımsal, hissiyat gerçek.
OYUNCULAR :
- ALİ FUAT DAVUTOĞLU - AHMET BURAK BACINOĞLU - TOLGA TEKİN - ŞİRİN GİOBBİ - L. FERAY DARICI - SERDAR KAYAOKAY - PELİN ŞAHİN - ELİF KAMAN - BERKAY ŞEKERCİ - ÜMİT ATALAY - BARKIN KENAN
Bu sezonun en beğenilen, en eğlenceli müzikli komedisi. Oyunun ismi biraz çağrıştırsa da 'hümayun' kelimesinin anlamı ile başlamak istiyorum. Hümayun: 'Bazı İslâm devletlerinde ve özellikle Osmanlılar'da hükümdarı ve hükümdara aidiyeti ifade etmek üzere kullanılan bir terim.' Yani Radyo-yu Hümayun' un anlamı sanırım 'devlet radyosu'.
Osmanlı, 2.Meşrutiyet dönemi, İstanbul' da geçiyor oyunumuz. Osmanlı dönemi oyunlarını devlet tiyatrolarında son zamanlarda sıkça görmeye başlasak da bu oyun, alışık olduğumuz metinlerden farklı. Döneme değil kişilerin küçük yaşamlarına odaklanarak ve mizahı ön plana çıkararak bunu ortaya koyuyor. Yöneten İlham Yazar' ı 'Yastık Adam' ve 'Joko' nun Doğum Günü' nden anımsıyorum. Tiyatro zekası deyince aklıma ilk gelecek isimlerden biri olduğunu söylemeliyim.
Sahnede muhteşem bir beşli var:
Ahmet Burak Bacınoğlu(Hayri): Hayrunnisa’ nın kardeşi Hayri, sarayda bir sultana aşık. Bu konu ile ilgili bir kavgaya karışıp, saraydaki görevinden atılıyor.
Feray Darıcı(Hayrünisa): Güçlü ve becerikli bir abla karakteri. Kardeşi Hayri ile sürekli bir çatışma içinde. Hayri' ye epeyce müdahale ediyor.
Serdar Karaokay(Mehmet): Hayrünisa' nın ud hocası. Çok naif, kibar bir karakteri var ve Hayrinüsa' ya aşık.
Tolga Tekin(Kenan): Ud hocası Mehmet' in ikiz kardeşi. Yurt dışına mühendis olmak için gitmiş ama ressam olarak dönmüş. Çapkın bir karakter.
Şirin Giobbi(Efser Kalfa): Hayat tecrübesi bu dört kişiden daha fazla. İşler kötü gittiğinde pratik çözümler bulup, beşliyi zor durumlardan kurtarıyor.
Ve Ali Fuat Davutoğlu, Mehmet ve Kemal' in dayısı bir paşa olarak karışımıza çıkıyor. Devlet-i Ali' de prestijli bir konumda çalışıyor. Bu oyun ile ayrıca tefeci Moşe rolü ile Barkın Kenan, Ümit Atalay ve Berkay Şekerci de genç oyuncular olarak 'bundan böyle biz de varız' diyorlar.
Sahnede güzel konumlandırılmış bir orkestra, hem Türk Sanat Müziği ile hem ufak tefek varlıkları ile oyunla iç içe geçiyor. Ve iki anlatıcı, çıtı pıtı, kah dekorları değiştiriyor, kah oyunu dondurup izleyiciye açıklamalarda bulunuyor.
Oyunun konusu Kenan ve Hayri' nin radyo icat ederek hayattan yırtma çabalarını konu alıyor. Tabi bu icat için gereken parayı tefeciden temin edip, akabinde çaldırmalarıyla işler karışıyor. Tiyatroda güldürmenin çok zor olduğunu göz önünde bulundurursak oyunun genel olarak izleyiciyi yakaladığını düşünüyorum. Feray Darıcı ve Serdar Karaokay' ın oyunculuklarına bayıldım. Ne kadar duru ne kadar samimi ne kadar başarılıydılar. İkisini de tebrik ediyorum. Ayrıca tüm oyuncuların birbirleriyle uyumu da oyun kalitesi ve akıcılığını artıran unsurlardı.
Bu enerjisi yüksek ve dinamik oyunu kaçırmayın derim. Evet belki kahkahalar atmayacaksınız ama sıcacık bir hikayeyi tebessümle izleyeceksiniz.
Komedi olunca ne yalan söyleyeyim kahkahalar atmayı bekliyorum ama olmuyorsa da tebessüme de razıyım:)))Güldürmek zor insanı, hatta lafı birazcık izninle dağıtacağım ama kahkaha atarak izlediğim film sayısı bir elin parmakları kadar en fazla...Çok güzel bir tanıtım olmuş, eline sağlık, izlemek isterim. :)
YanıtlaSilYa ben de birazdan bloga tiyatro yazacakken bu yazıya denk geldim ne hoş oldu :)
YanıtlaSilNe güzel tesadüf, hemen blogunuzu ziyaret ediyorum :)
Sil