26 Mayıs 2018

Diyarbakır-Hasankeyf-Midyat-Mardin

İnsanların artık hiçbir şeyi anlamaya vakitleri yok. Onlar her şeyi tüccarlardan satın alıyor. Ama dost satan tüccar olmadığı için artık insanların dostları yok
Küçük Prens, arkadaşlıkla ilgili böyle söylemişti. Paranın satın alamayacağı şeylere sahip olduğumu düşündüğüm her an kendimi hayat bilgisi dersinde başarılı hissettim. Birlikte geçirdiğimiz üniversite yıllarından sonra tek bir kıvılcım ile alevlenen her muhteşem buluşmamızda olduğu gibi bu kez de gurur duydum kurduğum kalıcı arkadaşlıklarım için.
Her şeyi zaman varken yapmak gerek. Geciktirilmiş sözler, askıya alınmış hayaller, ertelenmiş itiraflar, gerçekleştirilmeyen buluşmalar; bir gün hepsi size pişmanlık olarak geri dönmeden önce, henüz vakit varken... Murathan Mungan
Erteleme, yap, bugün değilse ne zaman:) mottolarıyla çıktığımız bu yolculukta rotamız Diyarbakır' dı. Süremiz kısıtlı, hava şartları uygun değil ama modumuz hep yüksek, aldığımız keyif maksimumdu. Yol arkadaşım ise tüm gezi süresince varlığından hep mutluluk duyduğum Elif' di :) 
Diyarbakır' da sur içi, şehir kapıları, dört ayaklı minare, bakırcılar sokağı ve kahvaltıdan sonra Hasankeyf' e yöneldik. Burayı görebilmek hepimiz için oldukça değerliydi. Bir tarihi güzelliğin yok olacağını bilmek, yok olmadan görebilmeyi dilemek demek. 
Ilısu Barajı yapıldığında burası sular altında kalıp yok olacak. Dilimizde tek cümle ile ayrılıyoruz oradan; 'Hasankeyf sular altında kalmasın.'
Tarih hoşumuza giden yemek çeşitlerinden tabağımıza keyfimize göre aldığımız bir açık büfe değildir. Tarihten işimize yarayanları, hesabımıza gelenleri, öyle hatırlamak istediklerimizi seçip alamayız. Tarih karşısında hiçbir dine, millete, halka, inanca borcumuz yoktur, tarih karşısında bir tek şeye borcumuz vardır: Hakikate. Murathan Mungan
Harita Metod Defteri' ni çok kısa süre önce okumuş ve Mardin konusunda aklımda hala Murathan Mungan cümleleri varken giriyoruz Midyat' a ve bir konaktayız; Hacı Şehmuz Mete Konağı.
 
Ve Mardin' de Kasımiye Medresesi' ni gezdikten sonra, yoğun yağış sebebi ile dönüşe geçiyoruz. Eski Mardin' i, Mardin Sokaklarını gezemeden biraz eksik biraz hüzünlü Mardin' den ayrılıp, Diyarbakır' a dönüyoruz. Gezimiz kısa ve konsantre ama bıraktığı tat eşsiz ve kalıcı oluyor.
Diyarbakır yemekleri, kaçak çayı, fıstıklı burma kadayıfı ve nicelerinin tadı damağımızda iken otelimize dönüp, beş dakika içerisinde tekrar bir araya geliyoruz. Gecenin geç saatlerine kadar sohbetimiz, neşemiz, hüzünlerimiz, anılarımız ile sıcacık oluyor kalplerimiz. Sonraki buluşma zamanını ve yerini kararlaştırıp, uykuya teslim olurken Dicle, Fırat, Mezopotamya ve bu mistisizm beni içine çekiyor... Ve böylece bir gece konaklamalı Diyarbakır gezimiz de anılarımızda yerini alıyor :)

Not: Öncesi

4 yorum:

  1. Ertelemeden yapmak lâzım bir çok şeyi, iyi ki gitmişsiniz :)

    YanıtlaSil
  2. Harika bir gezi olmuş bence de hiç bir zaman sonraya kalmamalı :)

    YanıtlaSil
  3. Diyarbakır deyince aklıma nedense yemekleri geliyor. Çok seneler önce çocukken gitmiştim ve aklımda sadece yemekleri kalmış sanırım :))

    YanıtlaSil
  4. Kaçmış gene :))

    YanıtlaSil

haydi söyle :)