Büyük Oyunu-2 Perde - 2 saat 40 dk - +13
Yazan Ayşegül Çelik - Yöneten İsmet Numanoğlu
OYUNCULAR:
Demirci Cem Sel
Güzel Kadın Damla Ece Hacat
Öteki Egemen Büyüktanır
Sıska / Köybaşı Musa Öney
Topal Hasan Furkan Ulu
Çoban Hasan Çağdaş Kılıç
Cadı 1 Başak Gürdal Duranoğlu
Cadı 2 Meray Tunç
Baba Orhan Kocabıyık
Amca Serkan Ekşioğlu
Sarı Uğur Bakır
Komşu Kadın Handan Kılıç
Komşu Kız Yaren Çırakman
Genç Demirel Işık
Erkek 1 / Atlı 2 İlyas Zeki Karaca
Erkek 2 Hakan Sağlam
Erkek 3 / Atlı 1 Evren Dalkıran
OYUNUN KONUSU: Çok uzak diyarlarda, çok başka zamanlarda geçen bir hikaye anlatıyoruz size. Aslında hepimizi çepeçevre saran, istesek de istemesek de taraflardan biri olduğumuz; şu koca evrende nefes alamayacak kadar sıkıştırıldığımız, köşeye kıstırıldığımız bir “ÖTEKİ” hikayesi. “Kimse bu kadar bir başına kalmamalı bu dünyada” dedirtecek bir yalnızlık ve kimsesizlik hikayesi... Herkesin olduğu gibi kabul gördüğü, yaşama sevincinin sönmediği, umut dolu yarınlara. Hepinize iyi seyirler...
ADT' nin yeni oyunu Öteki' yi 23 Ekim' de Cüneyt Gökçer Sahnesi' nde izledim.
Önce yazarımızı tanıyalım:
Ayşegül Çelik, 1968’de Ankara’da doğdu. HÜ İktisadi ve İdari Programlar ile AÜ DTCF, Tiyatro bölümlerini bitirdi. HÜ Sosyal Antropoloji Bölümü’nde yüksek lisans programına katıldı. Televizyon, sinema ve sahne için drama yazarlığı yanı sıra televizyon için çocuk programı yazarlığı yaptı. Radyo oyunları TRT tarafından ödüllendirildi. Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Kaynanam Nasıl Kudurdu? romanından yaptığı oyun uyarlaması Devlet Tiyatroları ve Bursa Şehir Tiyatroları tarafından sahnelendi. Librettosunu yazdığı Arda Boyları, Devlet Opera ve Balesi Modern Dans Topluluğu tarafından sahnelendi. Kadın Öykülerinde Ankara, Kadın Öykülerinde Doğu, Belki Varmış Belki Yokmuş, Bir Dersim Hikâyesi, Şehir ve İnsan, Kar İzleri Örttü adlı çok yazarlı kitaplara öyküleriyle katıldı. Şehper, Dehlizdeki Kuş adlı öykü kitabıyla Notre Dame de Sion Edebiyat Ödülleri’nde mansiyon, Kâğıt Gemiler adlı öykü kitabıyla 2010 Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü aldı. Sensizankaradadenizdüşleri (1997) adlı şiir, Korku ve Arkadaşı (2005) adlı öykü kitapları var. Halen Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Dünya Edebiyatı ve Uygarlık Tarihi dersleri veriyor
Masal tadında başlayan bir anlatı. Bir demirci ustası yıllar önce bir cadıyı denizde boğulmaktan kurtarınca kendisine ihtiyaç duyduğunda kullanılmak üzere bir armağan verilmiş. Yıllar sonra ise mutlu evliliğini bir çocuk ile taçlandırmak isteyen Demirci, bu armağanı kullanarak cadıları çağırıyor ve bir ucube çocuk yaratıyor. Bu çocuk tüm gözlerden uzak evde anne ve babasından başkasını görmeden büyütülüyor. (Burada evrensel bir eleştiri getirirsek aslında herkes sadece kendi ihtiyacı ve ebeveynlik duygusunu tatmin etmek için çocuk sahibi oluyor. Kutsal annelik temasının vurgulandığı; ikinci perdede anne ölünce, baba ve çocuk arasında bağ kurulamamış olduğu görülüyor. Son perdede çocuk vefa ve merhamet duyguları ile babasına yine de sahip çıkıyor.) Baba tüm gün dışarıda çalışırken anne ve 'Öteki' evdedir.
İlk perdede sahne durum ve duygu geçişleri öylesine gereksiz uzatılmış ki, akıcılığı olumsuz etkiliyor bu durum. Durağan sahnelerin sayısı oldukça fazla. İkinci perde ise akıcı ve film tadında işlenmiş. Kostüm, sesli ve ışıklı efektler, arkaplan yenilemeleri, dekorlar başarılıydı. Oyunculuk anlamında Egemen Büyüktanır' ı çok beğendim. O masumiyeti ve o inandırıcılığı hissettim. Cem Sel baba rolünün hakkını verdi. Onu daha önce Ocak isimli oyundan anımsıyorum. Furkan Ulu kör ve topal rolü ile Uğur Bakır da Sarı karakteri ile öne çıkan diğer oyunculuklardı.
Metin anlatı olarak didaktik masal türünde. Neyin yanlış neyin doğru olduğu konusunda bir tereddüt oluşturmuyor. Dış görünsel önyargıların merkeze alındığı oyunun günümüz internet çağında görünenin fazlasının ya da azının varolabileceği noktasında net bir mesaj taşıdığını söyleyebilirim.
Oyunun finalinde alkışlarken 'ne kadar da doğru' diye düşünüyor ve dimağınız net bir şekilde salondan ayrılıyorsunuz. İlk perde biraz sıkıcı olsa da ikinci perdede hoşça vakit geçirmek için iyi bir alternatif olduğunu düşünüyorum ancak oyunun neden +13 olduğunu anlamadığımı da eklemek istiyorum.
Son olarak oyunun her sahnesinin çokça çalışılmış, emek emek işlenmiş olduğu kesinlikle anlaşılıyordu.
Herkese kocaman bir alkış...
Devlet Tiyatroları iyi ki var...