27 Aralık 2024

Esaretin Bedeli - Ankara DT

ESARETİN BEDELİ - ANKARA DT
Büyük Oyunu
2 Perde - 2 saat 10 dakika
Yazan Stephen King
Uyarlayan Owen O’neill & Dave Johns
Çeviren Nazlı Gözde Yolcu
Yöneten Barış Erdenk
OYUNCULAR:
Red Mehmet Demiralp
Andy Ulaş Ersoy
Greg Stammas Alper Tazebaş
Bryan Hadley Akın Berk Sağıroğlu
Mert Entwıstle Mert Ceylan
Rico Rodriguez Kadir Can Şeren
Rooster Onur Kayabaşı
Bogs Muzaffer Saygı
Dawkins Murat Kesim
Brooksie Edip Tümerkan
Tommy Koray Alper
Mahkumlar Çağrı Satıcıöz, M.Uğur Nak, Doğukan Nazif Soykök, Oğuzhan Göksel, Yunus Emre Altun, Deniz Er, Emre Olanca
Gardiyanlar Yasin Akder, Bahtiyar Sarıkamış, Mehmet Zorba
OYUNUN KONUSU : “Korku sizi tutsak eder. Umut ise özgür bırakır.”
Shawshank Hapishanesinde iki kez müebbet hapse çarptırılan Andy Dufrense, hapishane şartlarına ve zor koşullara karşı çabucak pes edeceği düşünülse de ayakta kalmak için büyük direnç gösterir. Uzun yıllarını hapishanede geçirmiş eski mahkum Red ile büyük bir dostluk kuran Andy Dufrense, etrafında yer alan mahkumları da kısa sürede etkiler ve onları parmaklıklar arasında olsalar bile özgürlüğün ve umudun asla yok edilmeyeceğine inandırır. Andy Dufrense bizlere hayatta sabrın, bilginin ve zekanın tüm zorlukların üstesinden gelebileceğinin bir kanıtı niteliğindedir.
Orijinal adı The Shawshank Redemption olan 1994 yapımı efsane film; o sene  En İyi Uyarlama Senaryo, En İyi Görüntü Yönetimi ve En İyi Film Düzenleme dallarında üç Oscar ödülüne layık görülmüştü. Frank Darabont'un senaryosunu yazdığı ve yönettiği, başrollerinde Tim Robbins ve Morgan Freeman'ın yer aldığı Amerika yapımı filmi izlemeyenimiz yoktur. Film senaryosunun Stephen King'in Rita Hayworth ve Shawshank'in Kefareti adlı kısa romanından uyarlandığını da ekleyelim. 
Filmde, genç ve başarılı bir banker olan Andy Dufresne (Tim Robbins), karısını ve karısının sevgilisini öldürmek suçundan ömür boyu hapse mahkum edilmiş ve Shawshank hapishanesine gönderilmişti. İşkence, tecavüz, dayak dahil her türlü olumsuzluğun hüküm sürdüğü hapishane koşullarında, Andy' nin hayata bağlı ve hep iyi bir şeyler bulma çabası içindeki hali, çevresindeki herkesi etkilemişti. Bir süre sonra parmaklıkların arkasında bile özgür bir yaşam olabileceğine bütün mahkumları inandırmıştı. Bu mahkumlardan biri olan Red (Morgan Freeman) ve Andy, unutulmaz bir dostluk kurmuş, cesur ve yaratıcı girişimleriyle hapishaneyi bambaşka bir yer haline getirmişlerdi.
Oyunu 21 Aralık günü Akün Sahnesinde izledim. Sanıyorum daha önce İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesinde sergileniyormuş. 2 perde 130 dakikalık oyun boyunca bir an gözümü kırpmadan, dikkatim dağılmadan, tempo düşmeden, film tadında muhteşem bir temsil izlediğimi söyleyerek başlamak istiyorum. 
Barış Erdenk bu film uyarlamasında harika bir iş çıkarmış. Oyuncuların seçimi çok çok başarılıydı. Hapishane dekoru, harika düşünülmüş. Koğuşların iki katlı sıralanışı, kostümler, hapishane atmosferini çok iyi yansıtmıştı. Oyun ilk dakikadan itibaren dekoru, kostümü, oyuncuları ve diyalogları ile sizi topyekûn içine çekiyor ve muhteşem iki saat on dakika vadediyor.
Sanatçılarımızın performanslarına bayıldım hepsi harikaydı ancak Red canlandırması ile Mehmet Demiralp' ın duruluğunu, sesini kullanışı, anlatımını çok beğendim. Ve hapishane müdürü Greg Stammas karakteri ile Alper Tazebaş oldukça inandırıcıydı. Andy olarak Ulaş Ersoy filmdeki bilge ve soğukkanlı duruşu harika yansıttı. Tüm oyunculuklar muhteşemdi hepsini tek tek tebrik ediyorum.  Ne desem eksik kalacak mutlaka gidin izleyin derim :)
Filmden bazı replikler ve filmin sonu:
Bu duvarlar tuhaftır. ilk önce nefret edersin, sonra alışırsın, zaman geçtikçe dayandığın tek şey olurlar. Kurumsallaşmak budur.
Ben dışarıdayken dürüst bir adamdım, dolandırıcı olmam için hapse girmem gerekiyormuş demek.
Yaşamakla meşgul olmazsan, ölmekle meşgul olursun.
Bazı kuşların kafes için olmadıklarını kendime hatırlatmam gerekiyor, tüyleri çok parlaktır ve uçup gittiklerinde onları kapatmanın günah olduğunu bilen tarafın gerçekten sevinir ama yine de yaşadığın yer onlar olmadan çok daha kasvetli ve boştur.
Yeniden başlamaktan korkma, bu sefer sıfırdan değil, tecrübelerinden başlıyorsun.
Umut tehlikelidir, umut bir insanı deli edebilir, bu iyi değildir. (Red)
Unutma Red umut iyi bir şeydir, belki de en iyisi ve iyi şeyler asla ölmez. (Andy)
Oturduk ve güneş omuzlarımıza vururken özgür insanlar gibi içtik. Tüm evrenin sahibi gibiydik.
Dünyada taştan olmayan ve kimsenin senden alamayacağı şeyler var. İçinden alamayacakları ve dokunamayacakları şeyler...
Umarım arkadaşımın elini sıkabilirim, umarım Pasifik düşlerimde olduğu kadar mavidir.
Korktukça tutsak, umut ettikçe özgürsün.

Yıllarca suçsuz yere hapiste kalan Andy, bankacı olmasının da yardımı ile bir süre sonra cezaevindeki gardiyanların finansal danışmanı ve cezaevi müdürünün muhasebecisi haline gelir. Müdürün rüşvet olarak aldığı paraların tamamını değil, hesaplayarak içeride geçen 19 yılının tazminatı olarak sadece 370 bin dolarını sahte bir isimle farklı banka hesaplarına aktarır. Andy küçücük elmas çekici ile yıllarca kazarak açtığı tünelden kaçtığında bu parayı bankalardan çeker ve filmin finalinde Red ile Pasifikte bir adada tekne boyarken tekrar buluşurlar. Muhteşem bir film...

Benim için sezonun yıldızı oldu, bilet bulabilirseniz kaçırmayın derim, tüm ekibi ayakta alkışlıyorum.
Tiyatro yaşamın kendisi :)

13 Aralık 2024

Richard ''Güller Savaşı'' - Bursa DT

RICHARD ''GÜLLER SAVAŞI'' - BURSA DT
Büyük Oyunu - 1 Perde - 1 saat 20 dakika
Yazan William Shakespeare
Çeviren Özdemir Nutku
Uyarlayan & Yöneten Ali Barışık
OYUNCULAR:
Richard I Erdem Erdoğan
Richard II / Cellat Çağrı Dulun
Richard III / Muhafız Kerim Çağrı Zora
Richard IV / Kral Henry / Kral Edward / Leydi Anne / Clarence / Richmond Kübra Tüzgün
Richard V / Kraliçe Elizabeth / Richmond Cansu Yılmaz
OYUNUN KONUSU: 
“Burada benden başka kimse var mı? Benden başka kimse yok. Ben varım. Kimsin sen? Richard. Kim? Vicdanım. Korkuyorum!
Vicdanım bir türlü rahat bırakmıyor beni!
Neden korkuyorum ki? Kendimden mi? Evet kendimden! Richard’dan!
Ama Richard, Richard’ı sever; yani ben beni.
Niye sevecekmişim? Beni seven tek bir yaratık yok;
Nefret ediyorum kendimden! Alçağın biri miyim ben? Evet. Ama suçlu değilim. Suçlu muyum? Hayır değilim. Suçlu muyum? Hayır. Suçlu muyum? Hayır. Suçluyum. Evet”

Shakespeare’in tarihsel oyunlarından VI. Henry ve III. Richard’ın metinler arası geçişle sahneye uyarlanan RICHARD “Güller Savaşı”, Lancaster soyundan gelen Kral VI. Henry’nin tahttan indirilmesiyle başlayan süreç, Richard’ın kardeşi Clarence’ın katledilmesiyle Kral Edward’ın ölümüyle ve Richard’ın taht basamaklarının önündeki her engeli ortadan kaldırmasıyla devam eder.
Ama Richard’ın unuttuğu bir engel daha vardır: Kendisi. Kendi yetersizlikleri, güvensizlikleri, üstün  olma kompleksi, şehveti, durduramadığı öldürme isteği ve susturamadığı iç sesiyle girdiği savaş onun sonunu hazırlar.
AÇIKLAMA: Değerli İzleyicilerimizin Dikkatine!
Oyunumuzda epilepsi hastalığında parsiyel nöbeti tetikleyebilecek ışık efektleri, yüksek ses efektleri, bulunmaktadır. Oyunumuz kan ve şiddet içermektedir. Ayrıca oyun esnasında sis, duman kullanıldığından dolayı, astım ve türevi hastalığı bulunan seyircilerimizin maske kullanımına dikkat etmesini önemle rica eder iyi seyirler dileriz.
Oyunu 12 Aralık' ta Cüneyt Gökçer Sahnesi' nde izledim. İngiltere taht savaşları hakkında Shakespeare' in yazmış olduğu iki oyunun Ali Barışık tarafından uyarlanarak Bursa DT tarafından sahneye koyulması ile oluşmuş, etkileyici, çarpıcı, farklı, cesur bir yapım olmuş.
Nedir 'Güller Savaşı''? Güller Savaşı ya da Çift Gül Savaşı, İngiliz tarihinde 1455-1485 yılları arasında gerçekleşen iç savaştır. Savaşa bu adın verilmesinin nedeni, savaşa neden olan York Hanedanı'nın armasının beyaz gül, Lancaster Hanedanı'nın armasının ise kırmızı gül olmasıdır.
Richard III eserde kendisini çirkin bir kambur, bir bacağı uzun diğeri kısa bir ucube olarak tanımlamış. Hiçbir kadının aşkını elde edemeyeceği düşüncesi ile kendini kral olmaya adamış ve bu uğurda kanlı bir mücadeleye girişmiştir. Richard III' ün krallığa giden yolunda katledilenler; mevcut kral VI. Henry, kardeşi Clarence, sonraki Kral Edward, Edward' ın oğlu, Kraliçe Elizabeth, Lady Anne diye uzayıp giden bir listedir.
Ancak dünya, önündeki tüm engelleri tek tek ortadan kaldırdığını düşünen III. Richard' a da kalmıyor. Oyunun son sahnesi olan Bosworth Field Muharebesi'nde (1485):
Richmond'ın üvey babası Lord Stanley ve takipçileri Richard'ı terk eder, bunun üzerine Richard, Stanley' nin oğlunun idamını ister: genç bir rehine. Ancak bu gerçekleşmez, çünkü savaş tüm hızıyla devam etmektedir ve Richard dezavantajlıdır. Richard savaş alanında atından düşer ve "Bir at, bir at, bir at karşılığında krallığım" diye bağırır. Richmond, Richard'ı öldürür ve tahtı ele geçirerek VII. Henry olur .
Bursa Devlet Tiyatrosu III. Richard' ın iktidar savaşını sahneye taşırken, insan ruhunun derinliklerindeki hırs ve nefretin hedefe kilitlenmesi sonucunda hiçbir ahlaki sınır tanımayan vahşi ve karanlık bir ruha dönüşmesini gözler önüne seriyor.
Shakespeare’in kendi zamanını aşan bu eseri aslında günümüz insanlarının güce ulaşmak için ödediği bedelleri, arkadaşlarının üzerine basarak yükseldiği kariyer basamaklarını, rakiplerinin taburesine tekme atarak ulaştığı birincilikleri anlatıyor.

Eserin sahneye konuluşunun cesurca olduğunu düşünüyorum. Oyun kan, cinayet, vahşet, savaş içerikli olmasının yanı sıra kullanılan dumanlar, ses efektleri, gerilim müzikleri, ışıklar, gürültü, karmaşa ve kaos izleyiciye biraz rahatsız edici gelmiş olabilir.
Ancak oyunculuk performansları, hele ki tek perde 80 dakikalık bir oyun için oldukça başarılıydı. Richard' ı yani tek bir karakteri üç oyuncu canlandırıyordu bu bence yaratıcı bir fikirdi. Çağrı Dulun ve Cansu Yılmaz performanslarının bir adım önde olduğunu düşünüyorum. Oyuncular bazen sahnede karakterlerin isimleri yazılı dövizlerle beliriyorlardı. Bu ilginç bir yorum olmuş. Kraliçe Elizabeth' in çocuklarının balon şeklinde yer alması da beni rahatsız etmedi. Ancak sorulan sorulara cevap veren kırmızı renkli akan dijital yazılardan hoşlanmadım. Öyküsü Ortaçağ İngiltere' sinin tarihi gerçeklerine dayanan bir oyun için uygun olmadığını düşündüm. Ve son savaş sahnesinde Richmond' un askerlerinin köpükten kesilmiş figürler olarak gökyüzünden sahneye intikal etmeleri oyunun kalitesine pek yakışmamış gibi geldi bana.

Oyun tanıtım konusunda yer alan Richard' ın kendisi ile iç hesaplaşması içeren diyalog sahneye yansımadı.
Selamlamada oyuncuları alkışlarken gördüğüm kadarı ile orada gerçek bir savaş yaşanmıştı.
Tiyatro daima mutluluktur, alkışlar Ali Barışık ve tüm ekibe gelsin :)