"bir zamanlar mimler vardı blog dünyasında şimdi neredeler" derken duydu sesimi sevgili nilhan :) bir blog efsanesine göre mimi fazla bekletmek iyi sayılmaz, en kısa zamanda yazıp uçurmak lazım başka sayfalara....
şu an ......... çok sevinirim.
işte olmak yerine tamamı öğretmen olan aile efradının hakkını vererek geçirdiği 15 günlük şubat tatilinde onlarla olabilseydim...
şimdi ......... olmak vardı.
uzun bir ahşap iskelenin ucunca, tek bir salaş masada, bir kaç meze ve dalga sesleri eşliğinde, sevdiğim adamla gün batımını yudumlamak vardı...
nerede o eski günler?
tüm kardeşlerimin baba evinde ve her birimizde ayrı hikaye(aşk) olduğu, curcunalı telaşlı kalabalık eski günler, şimdi neredeler...
işte olmak yerine tamamı öğretmen olan aile efradının hakkını vererek geçirdiği 15 günlük şubat tatilinde onlarla olabilseydim...
şimdi ......... olmak vardı.
uzun bir ahşap iskelenin ucunca, tek bir salaş masada, bir kaç meze ve dalga sesleri eşliğinde, sevdiğim adamla gün batımını yudumlamak vardı...
nerede o eski günler?
tüm kardeşlerimin baba evinde ve her birimizde ayrı hikaye(aşk) olduğu, curcunalı telaşlı kalabalık eski günler, şimdi neredeler...
............. özlüyorum.
bir yaz akşamı iş çıkışı plansız yapılan arkadaş buluşmalarını...
bir yaz akşamı iş çıkışı plansız yapılan arkadaş buluşmalarını...
............ çok severim.
yolculukları, erken açan çağla çiçeklerini, yürüyüşleri................. nefret ederim.
uyuşmazlıklardan, gerginlikten, kavgadan...
bugünlerde çok fazla dinledim.
selda bağcan "uğurlar olsun"...
şimdiki ruh halim.
dingin...
insanları en güzel bu mimler anlatıyor bence, kim cevaplamak isterse bu mimi, gönlünden geçiren kimse lütfen yazsın :)
not: illüstirasyon nicoletta ceccoli