4 Şubat 2013

33 varyasyon

Yazan : MOISÉS KAUFMAN | Çeviren : EKİN TUNÇAY TURAN | Yöneten : İSKENDER ALTIN 


Büyük bir sanatçı, fırtınalı yaşamıyla resimlere, filmlere konu olmuş büyük bir müzisyen: Ludwig van Beethoven. Ve Beethoven’ın dillere destan bir eseriyle, 33 Varyasyon’la ilgilen bir müzikolog, bir akademisyen: Dr. Katherine Brandt. Katherine’i New York’tan kalkıp Beethoven’ın doğduğu yere, Bonn’a getiren ne olabilir? 

2 perde | 2 saat 25 dakika











bu oyun benim için çok özeldi, çünkü üç 
ablamla birlikte izledik. şubat tatili sebebiyle tüm kardeşler ankara' da anne ve babamızın bulunduğu şehirdeydi. ben de bir tiyatro organizasyonu yaptım. anı biriktirmede böyle farklı tecrübelerin nasıl önemli olduğunu iyi biliyorum. 

oyun; beethoven' ın (erdal küçükkömürcü), bir müzik yayıncısı olan anton diabelli' nin yazdığı kısa ve sıradan bir vals için baştan reddedip neden daha sonra 33 muhteşem varyasyon yazdığını araştıran bir müzikoloğu (ipek çeken) anlatıyor. kızıyla iyi iletişim içerisinde olamamış bir anne olan katherine (ipek çeken) aynı zamanda als hastası (giderek ilerleyen bir motor nöron hastalığı). ve beethoven' ı anlamak için hastalığına aldırmayıp, bonn' a beethoven' ın el yazması orjinal çalışmalarının bulunduğu bir kütüphaneye gidiyor.


bu oyunu ilginç kılan şeylerden biri eş zamanlı ilerleyişi. yani eserin yazıldığı 1800' lü yıllar ile katherine' nin günümüzde geçen araştırmaları paralel işleniyor. bunun için iki katlı bir sahne (alt kat günümüz, üst kat geçmiş için tasarlanmış) ve plakalardan oluşan-sürgülü şekilde açılıp kapanan bölmeler kullanılmış. gelecek ve geçmiş arasındaki diyaloglar ve zaman örgüsü çok güzel harmanlanmış. ikinci ilginç tarafı dekor seçimi, oyunda çoğunlukla dekor yerine digital görüntüler var. mesela beethoven ormanda yürüyüş yaparken sadece sahneye yansıtılmış ağaç görüntüleri görüyoruz. bu durum pratiklik açısından iyi olsa da tiyatroda alışık olmadığımız bir soğukluk yaratmış bence...  ve müzik, sadece tiyatroya değil canlı piyano performansı ile klasik müziğe de doyuruyor insanı... 

oyunda verilen bazı mesajlar var aklımda kalan. biri katherine' e yardımcı olan kütüphane görevlisinin "belli ki kızın senin için sıradan bir valsten öteye geçememiş" demesi. diğeri ise müzikologun araştırmanın sonucunda ulaştığı nokta, beethoven' ın tüm bunları  "bir kum tanesinden yıldızlar kadar çok güzel şey yaratılabileceği" ni ispatlamak için yapmış olması.... 

velhasıl, ipek çeken ve erdal küçükkömürcü muhteşem birer performans sergilediler. 2,5 saat su gibi akıp geçti, inanılmaz keyif aldım. tiyatroya devam devam devam diyorum :)

10 yorum:

  1. Çok güzel bir anı olmuş, çok tatlısınız :)daha nice böyle güzel anılara imzanızı atın beraber..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederiz :) birlikte çok güzel vakit geçirdik, umarım dediğin gibi nice güzel anılarımız olur birlikte, tüm kardeşler için diliyorum bunu :)

      Sil
  2. ne guzel tiyatroya gidiyorsun, blogunda yazilari okudukca ozeniyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. lulu cum, pek özenecek tarafım yok aslında, bu sene başladım çünkü. küçük çocuğum 4,5 yaşına gelince ancak yani :)) sen de ne güzel dil kursuna gidiyorsun ben de başlamak istiyorum ama zamansızlıktan malesef gerçekleştiremiyorum :(

      Sil
  3. Özledim tiyatrotu, sinemayı, konseri... Yaz arkadaşım, yaz kendim gitmişcesine seviniyorum:) Ben şimdilik bol bol çocuk oyunu izleyebiliyorum:)

    Bir de 3 abla ne güzel bi şey...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ayşen ben de çocuk oyunlarından büyük oyunlarına yeni terfi ettim :))) teşekkür ederim :)

      Sil
  4. Biz de özledik tiyatroyu hem de çok.
    Bakalım.

    Tembel anne

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sen mi tembelsin :) ya okuduğun kitaplara ne demeli :)))

      Sil
  5. Ben dimi, bak şişindim bi ki sorma.
    Tabi okuduğum kitaplarda böyle bir tanımla ma yok :-)

    İmlasız anne

    YanıtlaSil

haydi söyle :)