Oyunumuz “kah güldürüp kah hüzünlendirerek, karakol, mahkeme, hapishane, Barba’nın meyhanesi, eski kantocu yeni randevucu bilge Sümbül Dudu’nun evinde geçen olayları müzikal formatında” anlatıyor. Hayata sonsuz derecede bağlı olan Fosforlu Cevriye , yıldızını kaymasın diye gökyüzüne çakmak isterken, hayat ona ne sürpriz hazırlıyor?
2 perde | 2 saat 55 dakika
Not:
-2008 - 2009 Sanat Kurumu En İyi Kadın Oyuncu Ödülü - Nermin Uğur
-2008 - 2009 Sanat Kurumu En İyi Sahne Müziği Ödülü - Attila Özdemiroğlu
-2008 - 2009 Sanat Kurumu En İyi Hareket Tasarımı ve Dans Düzeni Ödülü - Özden Aktürk
Fosforlu Cevriye, bedenini üç kuruşa satıp beş kuruşa karnını doyurabildiği bir dünyaya açmıştı gözlerini. Anasızdı, babasızdı. ‘Ortalıkta beni doğuran bir ana olmadığına göre, bu dünyaya yıldızlardan düştüm herhalde’ diyebiliyor, bazen bunun bir gerçek olabileceğine bile inanıyordu.1930’lu yılların sonunda Edirnekapı’dan Rumeli Feneri’ne kadar, Fosforlu’nun tadına bakmayan kimse kalmamıştı. Hep aynı erkekle olmak ona göre değildi.
‘O kimseyi aldatmaz, çünkü kimsenin olmaz’dı.Fosforlu Cevriye’nin meskeni Galata’ydı. Çevresi; itler, kopuklar, yankesiciler, kabadayılardan ibaretti. Birbirlerini meslekleri icabı kıskanıp hır çıkaran, hem de birbirleri için türlü fedakarlığı yapabilen, aynı yolun yolcusu kader arkadaşları Top Melahat, Fıstık Cemile, Köylü Güllü, Çatlak Marika’yla gecelerin günlere karıştığı bir dünyada yaşayıp gidiyordu. Ta ki bir gün, başka bir dünyanın gizemli bir insanı; bir adam, O’na ‘siz’ diyene kadar.
oyunu cüneyt gökçer sahnesinde izledim. sahneyi daire şeklinde döner bir platform üzerinde 3 parçaya bölmüşlerdi. bu sebeple dekorların değişmesi çok hızlı gerçekleşebiliyordu. dekoru çok beğendiğimi de söylemeden geçemeyeceğim. konu herkesin aşina olduğu bir konu olmasına rağmen üç saat nasıl geçip gitti anlamadım. fosforlu cevriye karakterini canlandıran feray darıcı' nın sesine hayran kaldım. köylü güllü' yü canlandıran kader ilhan muhteşemdi... fosforlu'nun aşık olduğu kaçak komünist karakterini uğur çavuşoğlu' nun canlandırmasını beklerken başka bir oyuncu oynadı ama başarılıydı... ayrıca kantocu sümbül, zombi recep, meyhaneci barba atlanmaması gereken karakterler...
oyunda namus kavramı, tanrıya inanmayan iyi insanların olabileceği, din ve hukuk insanlarının ahlaki sorgulanışı güzeldi...
ikinci perdenin açılışı parçası çok etkileyiciydi :)
bir evim olsa, bir de koca
çilem bitmiyor
zaman geçiyor, saatler geçiyor
dünya dönüyor, ömür bitiyor
günde beş on tane herif bana yetmiyor
zaman geçiyor, saatler geçiyor
dünya dönüyor, ömür bitiyor
işlemeli örtüler, patiskadan perdeler
ah bir evim olsa, bir de orta halli bir koca
orta halli kel bir koca
her gün dayak atmayacak mı
canına ot tıkmayacak mı
başka karıya bakmayacak mı
çıtır çıtır yanan soba
bir de bebe kucağımda
acep kız mı olsa, oğlan mı olsa
salak karı, aptal karı
o bebe kusmayacak mı
kucağına sıçmayacak mı
sen o kocadan bıkmayacan mı
nereden bakarsan bak dünya
rezil dünya
sen istersin, biz isteriz
bulunca da yetmez deriz
gökten bir elma düşer
onu da ayılar yer
vee oyun sonunda meşhur hüzün dolu cevriye parçası :
karakolda ayna var, ayna var
kız kolunda damga var, damga var
gözlerinden bellidir cevriyem,
sende kara sevda var
moryede fosforlum
sende kara sevda var
denizlerin kumuyum, kumuyum
balıklarin puluyum, puluyum
aç koynunu ben geldim cevriyem
ben de allah kuluyum
moryede fosforlum
ben de allah kuluyum...
bu sezon izlediğim en eğlenceli ve en etkileyici oyundu. neden 3 sezon kapalı gişe oynadığını izleyince anladım. oyuncuların her biri unutulmaz ve çok başarılılardı. 2008 den bu yana hala izleyici bulabilen bu ekibi tebrik etmek gerekiyor. ankara' da yaşıyor ve hala gitmediyseniz çok şey kaçırıyorsunuz...
tiyatro isteğimi arttırıyorsun ne mutlu sana:)
YanıtlaSil:) evet bu sene epey oyun izledim ama malesef 19 mayısta tatile giriyor devler tiyatroları, 1 oyun daha sıkıştırmaya çalışacağım araya :))
Sil