10 Şubat 2017

Yeraltından Notlar


YERALTINDAN NOTLAR | ANKARA DT
2 perde | 2 saat
Yazan : 
FYODOR MİHAYLOVİÇ DOSTOYEVSKİ | Çeviren : ERGİN ALTAY Oyunlaştıran : ERDİNÇ DOĞAN | Yöneten : ERDİNÇ DOĞAN

KONU : Kendi kişiliğinin kördüğümüne dolanan yeraltı adamının mizahi çatışmaları. Aşağılanan, köleleştirilen kadın. Bir yeraltı adamı yer üstüne çıkmayı denerse neler olur? Petersburg’un bataklığından dünyaya fırlamış Bay X’in, arkadaşlarıyla, kadınlarla ve kendisiyle yaşadığı trajikomik çatışmalar. Kah gururlu kah küçük düşmeyi ister. Hem herkesi üstün görür hem küçümser. Zevk alır küçük düşmekten, zevk alır küçük düşürmekten. Zavallı bir yüce. 

OYUNCULAR : MURAT ÇİDAMLI-SUAT KARAUSTA-ASLI ARTUK ŞENER-BERK BAYKUT-PETEK OCAKÇI

Ankara Ziraat Sahnesine ilk gidişim. Sinema salonu iken tiyatroya çevrilmiş küçük çok şirin bir yer olmuş. Yeri çok merkezi, Meşrutiyet ile Mithatpaşa Caddesinin kesiştiği yerde. Tek olumsuzluğu F-G-H-I sıralarında merdiven olmaması nedeniyle koltukların alçak kalması. 
Bu arada 09.01.2017 tarihli Hürriyet Gazetesi haberine değinmek istiyorum;
Sanat Kurumu’nun 2015-2016 sezonu tiyatro ödülleri belirlendi. Atila Sav, Prof. Dr. Ayşegül Yüksel, Gülşen Karakadıoğlu, Doç. Dr. Türel Ezici, Doç. Dr. Filiz Elmas, Prof. Dr. Deniz Bozer, İlker Çetin, Şenol Tiryaki, Nurkut İlhan, Atila Gürçay ve Murat Demirbaş’tan oluşan Tiyatro Seçici Kurulu, 11 dalda sanatçılara ve yapımlara ödül verdi...

En İyi Yönetmen Ödülü: Ankara Devlet Tiyatrosu’nun sahnelediği “Yer Altından Notlar” adlı oyunuyla Erdinç Doğan’a, Tatbikat Sahnesi’nin “Hizmetliler” adlı oyunuyla Elvin Beşikçioğlu ve Binnaz Dorkip’e verildi.

En İyi Kadın Oyuncu: Ankara Devlet Tiyatrosu’nun sahnelediği “Annemin Son Çılgınlıkları” adlı oyundaki rolü ile Aysel Çakar Kara.
En İyi Erkek Oyuncu: Ankara Devlet Tiyatrosu’nun sahnelediği “Yer Altından Notlar” adlı oyundaki rolü ile Murat Çidamlı.
Övgüye Değer Kadın Oyuncu: Ankara Devlet Tiyatrosu’nun sahnelediği “Çamaşırhane” adlı oyundaki rolü ile Kader İlhan.
Yeraltından Notlar ağır bir metin, oyunu izlemeden önce bir okuma yapılması faydalı olabilir. Dostoyevski gerçek hayattan kopmuş, yeraltına hapsolmuş bir memurun(Bay X ona isim vermemiş) buhranlarını kendisiyle ve dünyayla, toplumla olan çatışmalarını öyle vurucu anlatmış ki, mutlaka altını çize çize kitabı okumalıyım, üzerine derinlemesine düşünmeliyim hissiyatı yaratıyor. Hepimiz kendimizde Bay X' den çok fazla şey bulacağız.
Oyuna Murat Çidamlı imzasını atıyor. Bana Erdal Beşikçioğlu-Bir Delinin Hatıra Defteri performasını hatırlattı. Oyun boyunca hiç sahneden ayrılmadan ve hiç durmadan o uzun replikleri şaşırmadan, unutmadan, o enerjiyle, o ses kontrolü ile izleyiciye sunabilmesi hayranlık uyandırıyor. Duygusal iniş çıkışlar, keskin dönüşlerde çok başarılıydı. Unutulmayacak bir performanstı. Yardımcı oyuncular Murat Çidamlı' nın gölgesinde yardımcı oyuncu olarak kaldılar. Yalnız bir fayton sahnesi vardı ki gözlerimin önünden uzun süre gitmeyecek sanırım. Öyle başarılı, öyle eğlenceli, öyle yaratıcı hayran kalmamak mümkün değil.  

Böyle ağır bir romanı oyunlaştıran ve yönetmenliğini yapan Erdinç Doğan da ayakta bir alkışı hakediyor. 
Çarpıcı bir kaç paragrafı da buradan paylaşmak istiyorum:


'Yağmur yağarken böyle bir saray yerine, bir tavuk kümesi görsem, ıslanmamak için oraya sığınırdım. Ama kümes beni yağmurdan korudu diye de ona minnettar kalıp, saray gibi görmem doğrusu. Bana gülerek, böyle bir durumda kümesle sarayın arasında bir fark olmadığını söyleyeceksiniz. "Evet, yaşamda tek amacımız ıslanmamak olsaydı, söylediğiniz doğru olurdu." diye cevap veriyorum size. 

'Ben, kötü bir adam değildim; daha doğrusu hiçbir şey olamadım ben: Ne aksi ne iyi, ne alçak ne namuslu, ne kahraman ne de korkak. Şimdi, kendi köşeme çekilmiş, akıllı olanların hayatta bir iş tutturamayacakları, tutturanların ise aptal oldukları gibi kin dolu ve saçma sapan avuntularla ömrümü geçiriyorum. Evet, 19. yüzyıl insanı en baştan iradesiz olmalıdır, böyle olmak onun için bir zorunluluktur. Çalışkan, iradeli bir adam, dar kafalıdır.'

"Aydın, gelişmiş bir insanın, yani geleceğin insanının kendisi için yararlı olmayan bir şeyi bilerek isteyemeyeceğini, bunun matematik gibi kesin olduğunu tekrarlayacaksınız bana. Çok haklısınız. gerçekten de matematik gibi kesindir bu. oysa size yüzüncü kez söylüyorum, ama bir durum vardır, yalnızca bir durum vardır ki, insan inadına, bilinçli olarak kendisi için zararlı, aptalca olanı da isteyebilir, hattâ özellikle de en aptalca olanı... Bunu özellikle, kendisi için en aptalca olan bile olsa, istemek hakkına sahip olmak, 'kendisi için yalnızca iyiyi istemek zorunluluğunu üzerinden atmak için yapar."
“Etrafınıza şöyle bir göz gezdiriniz! gerçek hayat denilen şeyin ne olduğunu, nerede olduğunu bilmiyoruz bile! Kitaplarımızı, hayallerimizi elimizden alsalar, öylece ortada kalakalacağız.”
'Kolay elde edilmiş bir saadet mi, yoksa insanı yücelten ızdırap mı daha iyidir?'
"Baylar, yemin ederim ki, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; gerçek, tam manasıyla bir hastalık. İnsana, gündelik hayatını sürdürmesi için gereken anlayışın yarısı, hatta dörtte biri dahi, yeryüzünün en soyut, en inatçı şehri olan Petersburg'da oturmak gibi katmerli bir felakete uğramış, talihsiz on dokuzuncu yüzyıl aydınımıza yeterdi."
Evet, kendinizi, toplumu, yaşamı yeniden sorgulamak mı istiyorsunuz? Ya da sanata, sahneye, tiyatroya, Dostoyevski' ye doymak mı? O zaman sizi böyle alalım...




13 yorum:

  1. yeraltından notlar müthiş bir roman zaten yaaa :) o sahneyi biliyom yaaa :) ben de film izlemiştim bi ankaraya gelidğimde :) karşısında hastane vardıı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet kitabı mutlaka okumalıyım, şöyle düşüne düşüne altını çize çize okuyasım var :)

      Sil
  2. Yeraltında not mu olur ? O karanlıkta nasıl okuyacaklar notu. Ne saçma bir kitap.. Teyatro neyin bırak kardeşim bunları. Masusçuktan yapıolar onnar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya sen yeraltından not yolla yeryüzüne sonra ortalığı karıştır, milletin aklını karıştır anarşik anarşik hareketler, tasvip etmedim zaten ben :)

      Sil
    2. Ben de etmedim. Sen etmediysen ben de etmem :)

      Sil
  3. uzun zamandan beri hiç tiyatroya gitmiyorum. Senin bu yazını okuyunca bir gitmek istedim. Ve ayrıca romanı da çok merak ettim. Faydalı ve bilgilendirici bir yazı olmuş. Ellerine sağlık canım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tiyatroyu çok seviyorum ben, tavsiye ederim şöyle kısa eğlenceli bir oyunla başlangıç yapabilirsin :) Çünkü süre uzayınca metin de ağırsa biraz sıkıcı olabiliyor. Ben teşekkür ediyorum :)))

      Sil
  4. Müthiş bir eser...tiyatrosunu merak ettim, gitmek isterim. Çok teşekkürler, kalemine sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Müjde Hanım kitabı okuduysanız bence de gidin, kaçırmayın. Murat Çidamlı döktürmüş çok güzeldi...

      Sil
  5. Yeraltından Notlar'ı şu an okumaktayım. Yakın zamanda da blogumda paylaşma düşüncesi vardı. Kitabı gerçekten akıcı ve sürükleyici gidiyor şimdilik. Oyununu merak ettim :)

    YanıtlaSil
  6. Paylaşım için teşekkürler

    YanıtlaSil

haydi söyle :)