11 Aralık 2017

Ben Frida Kahlo 'Otoportre'

ANKARA DEVİNİM TİYATRO
Süre : 1 Saat 30 Dakika
YAZAN VE YÖNETEN : Ahmet YAPAR
OYNAYAN : Fatmanur İSMAİLÇEBİ
MÜZİK DÜZENLEME : Abdullah Demir ÇİÇEK (Gitarist)
Didem DOĞAN (SOLİST)
Çağatay ÇİÇEK (GİTARİST)
REJİ ASİSTANI : Ozan DEMİRCİOĞLU
MAKYÖZ : Sema YAYLA
GÖRSEL TASARIM VE KARAKALEM ÇALIŞMA : Esma ŞENCAN
GRAFİK TASARIM : Bircan MUYAN

Ankara Devinim Tiyatro, Meksikalı ünlü ressam Frida Kahlo’nun yaşam öyküsünü sahneye taşıyor. 

Ahmet Yapar’ın yazıp yönettiği oyunda Frida Kahlo’yu Fatmanur İsmailçebi oynuyor. Oyunun müzik düzenlemesi Didem Doğan ve Abdullah Demir Çiçek’e ait. Oyun, Frida Kahlo’nun Meksika’ da gerçekleştirdiği ilk ve son resim sergisinde geçiyor. Frida’nın yaşadığı acı, aşk, resim ve devrim dolu yaşam öyküsünü Frida’ nın kendini ağzından izleyiciye aktarıyor. Çocukluğundan ölümüne kadar çektiği acılar, yaşadığı inişli çıkışlı aşklar ve komünist kimliğiyle içinde bulunduğu eylemleri resmeden, yazan Frida’ nın hikâyesi sezon boyunca seyirci karşısında olacak.

Yağmurlu bir Aralık akşamında CerModern' e ilk kez gidiyorum. İlk fırsatta tekrar gidip iyice gezme-inceleme isteği uyandırıyor bende. Yazın olan açık hava sinema gösterilerine, sergilerine gitme kararı alıyorum kendimce.
Gerçek adı Magdalena Carmen Frida Kahlo Calderon olan Meksikalı ressam, 1907 yılında doğmuş ve 1954 yılında henüz 47 yaşında iken hayata veda etmiştir. Bir tek sanatıyla değil, özel hayatı ve politik görüşleriyle de tanınan Kahlo’nun, şanssızlıklar ve acılarla dolu bir hayatı olmuştur. Ancak hiçbir zaman pes etmemiş, adeta küllerinden doğan bir Anka kuşu gibi hem ruhsal hem de bedensel olarak her defasında yeniden canlanmıştır. Yaklaşık yarım asır olan ömrü içerisinde bir sürü büyük acıyla karşılaşmış, henüz küçük bir çocukken tanıştığı şanssızlığından bir türlü paçasını kurtaramamıştır.
 
Fatmanur İsmailçelebi, doksan dakika boyunca Frida oluyor. Acılarla, isyanlarla dolu hayat hikayesinin tüm iniş çıkışlarını izleyiciye geçirmeyi başarabilen oyuncuya hayran kalmamak olanaksız.
6 Temmuz 1907’de Meksika'nın güneyindeki Coyoacan’da Macar Yahudisi fotoğrafçı Wilhelm Kahlo ile Kızılderili asıllı Matilde Calderon Gonzales’in 4 kızından üçüncüsü olarak dünyaya gelmiştir. Ancak Frida Kahlo sonraki yıllarda doğum gününü Meksika'nın devrim tarihi 7 Temmuz 1910 olarak değiştirecektir. Ailesiyle birlikte Coyoacan’da yaşayan Kahlo’nun oturduğu ev, sahip olduğu renkten dolayı Mavi Ev olarak anılıyordu. Ve sanatçı hayatının büyük bölümünü dış duvarları kobalt mavisi renkte boyanmış olan bu evde geçirecekti. Frida’nın Kızılderili asıllı olan annesi ressamın tabirine göre kibar, zeki, bazen zalim, hesaplı ve aşırı dindardı. Tam tersine babası ise şefkatli ve anlayışlıydı. Her zaman Frida’nın yanında olup onu destekleyen babası, hastalığı boyunca da kızı için elinden geleni yapacaktı.
Ankara' da özel tiyatro toplulukları arasında listenin en üstlerine yazıyorum Devinim Tiyatro' yu ve Ahmet Yapar' ı. Gerçekten çok kaliteli ve oldukça başarılı bir iş çıkarmışlar.
Henüz 6 yaşındayken çocuk felci geçiren Kahlo için bu hastalık, ölüme çelme attığı ilk hamlesiydi. Çünkü o zamanlar pek çok çocuk bu hastalıktan dolayı yaşamını yitiriyordu. Ancak Frida direnerek hastalığı yenmiş ama bir bacağı diğerine göre daha ince kalmıştı. Çocuk felcinden Frida Kahlo’ya yadigar kalan ince bacağı ona “tahta bacak Frida” gibi hoşlanmadığı lakaplar takılmasına neden olmuştu. Ve sonraları dünyaca ünlü bir ressam olacak küçük kız, bacağındaki incelme yüzünden hep uzun etekler giyecekti.
Bir erkek çocuğu gibi büyüyen ve okul yıllarında daha çok erkeklerle arkadaşlık eden Frida’nın başa çıkmak durumunda kaldığı ilk engeli bacağı olmuştur. Yılmayan Kahlo, tıp eğitimi almaya karar vererek, Meksika’daki Ulusal Hazırlık Okulu’na girdi. Nitekim dönemin en iyi okullarından biri olan bu okula girerek bir ilke imza atmıştı. 
 
Solist Didem Doğan ve Gitarist Çağatay Çiçek oyuna etkileyici bir renk kattılar. Söylenen şarkıları araştırdım açıkçası çok fazla sonuç elde edemedim. Bir çoğunun temsil için özel hazırlanmış olduğunu düşünüyorum ancak içlerinde Meksika Devrim Şarkıları da vardı. 
Çünkü daha önce okula hep erkek öğrenci kabul edilmişti ve Kahlo Ulusal Hazırlık Okulu’nda okuyan ilk kız öğrencilerden biriydi. Burada sanat, edebiyat ve felsefe gibi konularda kendini geliştiren Kahlo’nun, gelecekte Meksika’nın önemli isimleri olarak anılacak Alejandro Gomez Arias, Alfonso Villa ve Jose Gomez Robleda gibi okul arkadaşları vardı. Ve Kahlo eğitimine devam ederken, zaman 17 Eylül 1925 tarihine doğru hızla akıyordu. Bu tarihte yaşanacak kaza Frida Kahlo’nun hayatında bir dönüm noktası niteliği taşıyacaktı.
1925 yılının 17 Eylül’ünde erkek arkadaşı Alejandro Gomez Arias ile okuldan dönen Frida’nın bindikleri otobüs bir tramvayla çarpıştı. Çok sayıda insanın hayatını kaybettiği kazada Frida da ağır şekilde yaralanmıştı. Sayısız kırık çıkığın yanı sıra karnından girip omurgalarını zedeleyerek dışarı çıkan demir bir çubukla hastaneye götürüldüğünde doktorlar yaşama şansının düşük olduğunu söylemişlerdi. Ama Frida bunu da atlatmış, ikinci kez ölümden dönmüştü. Feci kazadan tam 1 ay sonra, yani 17 Ekim 1925’te hastaneden taburcu edilmişti. Acılar içerisinde kıvranmasına rağmen bunu yansıtmayan Frida uzun süre boyunca doktor, hastane, ilaç, yatak ve korselerle iç içe olacaktı. Tam 32 kere ameliyat olan Frida’nın bütün günü yatakta geçiyordu. Ve bu süreç aileyi yalnızca manevi açıdan değil maddi açıdan da zorlamaktaydı.
 
Oyun sonu selamlama ve alkışlama bölümü oldukça değerli tiyatro izleyicisi için. Çünkü o an izleyici ve oyuncular arasındaki en güçlü iletişimin kurulduğu andır. Siz beğenilerinizi tüm kalbinizle alkışlarken sunarsınız ve sanatçıların gözlerindeki o mutluluk sizi duygulandırır. Benim belki eleştirebileceğim tek nokta alkış almak konusunda bu kadar isteksiz sanatçılarla tanışmak oldu. 
Kızının tedavi masraflarını karşılamakta zorlanan baba, evdeki değerli eşyalarını satışa çıkartmıştı. Her şeye rağmen kızının yanında olan Wilhelm Kahlo, Frida’nın yüzünü güldürmek için ona (tablolarında da göreceğimiz) bir karyola yapmıştı. Annesi ise Frida’nın kendisini görebilmesi için tavana bir ayna asmıştı. Ve bu ayna onun için bir başlangıç olacaktı. Çünkü çareyi resim yapmakta bulmuştu. Resim yaparak acılarını unutmaya çalışan Frida ilk portresini, tıpkı portresi gibi ilk aşkı olan Alejandro Gomez Arias’a hediye etti.
Her geçen gün biraz daha iyileşen Frida, yatakta geçirdiği süre boyunca resim yapmaya devam etti. Tavandaki aynası sayesinde bu dönemde pek çok otoportre yaptı. Kazadan yaklaşık 2 sene sonra yürümeye başlayan Frida, bu dönemde sanat ve politika camialarında boy göstermeye başlamıştı. Davetlere katılan Kahlo, siyasi tartışmalara da katılıyordu. Zaten kısa süre sonra Meksika Komünist Partisi’ne üye olmuştu. Ancak aynı yıl eşi olacak Rivera’nın partiden ihraç edilmesiyle Frida da üyelikten ayrılacaktı.
Fatmanur İsmailçelebi' nin makyajına da değinmeden geçmek istemiyorum. Çünkü gerçekten Frida' ya çok benzemişti. Bu noktada Sema Yayla' yı tebrik ediyorum.
Bir yandan siyasetle uğraşırken bir diğer yandan da resim yapıyordu. Ve beğenerek takip ettiği ünlü ressam Diego Rivera ile tanışmak istiyordu.Meksikalı Michalangelo olarak da bilinen ressamla tanışan Frida ona aşık oldu ve çift 1929 yılının Ağustos ayında tüm karşı çıkmalara rağmen evlendi.
Karşı çıkmalara dedim çünkü çiftin evlenmeleri, Frida Kahlo’nun annesi de dahil olmak üzere pek çok kişiye göre yanlıştı. Hatta anne Matilde onların ilişkisini bir güvercin ile filin birlikteliğine benzetiyordu. Fakat bu olumsuz eleştiriler Frida’nın umurunda bile değildi.
 
Frida' nın hayat hikayesini daha önce okumuş ve 2002 yılı yapımı Selma Hayek' in canlandırdığı sinema filmini daha önce izlemiştim. Metin bunların üzerine bir şey koyamasa da baştan sona mücadelelerle geçen bu hayata ne zaman kulak versem, böylesine güçlü olamayacağımı itiraf ediyorum kendime.
Güçlü kadın, kendisinden 21 yaş büyük olan ve sadakatsizliği ile tanınan komünist ressamın üçüncü eşi olmayı istemiş, istediğine de ulaşmıştı. Ancak sanatçı çiftin çalkantılı bir ilişkileri vardı. Kocası sık sık başka kadınlarla görüşüyor, Frida’yı aldatıyordu.
İnişli çıkışlı bir şekilde devam eden evliliklerinde çift çocuk sahibi olamadı. Birkaç kez hamile kalan Frida ilkinde bebeğini aldırmış, sonrasında ise iki kez arka arkaya düşük yapmıştı. Bu olaylardan fazlasıyla etkilenen kadın, resimlerinde hayali oğluna da yer vermişti.
Tutkulu bir aşık olarak da tanınan Frida, Rivera için; hayatında iki büyük kaza geçirdiğini, bunlardan birinin onu az daha öldürecek olan tren, diğerinin ise Diego olduğunu söylemiş, Diego’nun tren kazasına göre çok daha yıkıcı olduğunu belirtmişti. 10 yıl süren sarsıntılı evliliklerinin sonrasında Frida ile Diego Rivera boşanma kararı aldılar.
Ancak 1 sene sonra yeniden evlenip, Frida’nın çocukluğunun geçtiği eve yerleşmişlerdi. Ve evliliklerinde aldatan taraf yalnızca kocası değil, Frida da olmuştu. Evet, birbirlerini çok sevmelerine rağmen başkalarıyla da ilişkiler yaşayan çift, her şeye rağmen aşık tanımının hakkını vermişlerdi diyebiliriz.
Mesela; Frida evli olduğu sırada Amerikalı fotoğrafçı Nickolas Muray ile bir ilişki yaşamıştı. Ve Muray Frida’ya körkütük aşık olmuştu. Ancak Muraysonunda Frida’nın Diego’dan kopamayacağını anlamış ve ilişkileri sona ermişti. Frida Kahlo’nun birliktelik yaşadığı isimler arasında Rus devriminin önde gelen isimlerinden biri olan Lev Troçki de vardı. Ancak Troçki’nin eşinin ilişkilerini fark etmesinden sonra Frida, Troçki’den ayrılmıştır.
Frida Kahlo, Diego ile yeniden evlendiği dönemde sanatçı arkadaşı Andre Breton’un da desteğini alarak New York’ta bir sergi açtı. Bu sergiden sonra şöhreti yayılmaya başlamıştır. Sık sık rahatsızlanan Frida tüm gücünü kullanarak resim yapmaya devam etmiş, acılarını sanatla unutmaya çalışmıştır. Kendi ülkesinin yanında Amerika ve Fransa’da da sergiler açan Kahlo, 1943 yılında La Esemeralda isimli sanat okulunda öğretim üyeliği yapmaya başlamıştır.
Sağlığı kötü olmasına rağmen 10 yıl boyunca eğitim veren Frida, rahatsızlığı nedeniyle evinde ders vermiştir. Öğrencileri de Los Fridos (Frida Öğrencileri) olarak anılmıştır. 1950 yılında sağlık sorunları nedeniyle hastaneye yatırılan Frida 9 ay burada kalmıştır. 1953 yılında Meksika’da (ülkesindeki ilk kişisel sergisi olmuştur) bir sergi açan ressamın sağ bacağı aynı yıl kangren nedeniyle kesilmiştir.
Ve Frida Kahlo, 1954 yılında 47 yaşındayken akciğer embolisi teşhisi ile hayata veda etmiştir. İnsanın içine dokunan yaşamında verdiği son eser ise Yaşasın Hayat isimli natürmort tablosu olmuştur. Cesedi yakılan ünlü kişiliğin külleri, 1955’te eşi Rivera tarafından devlete bağışlanmış olan Mavi Ev’de saklanmaktadır. Cesedinin yakılmasını isteyen Frida Kahlo, ölmeden önce yatarak yeteri kadar zaman geçirdiğini, bu nedenle daha fazla yatmak istemediğini söylemiştir.
Az gösterimi olan bu oyunu fırsatınız varsa yakalayıp, izlemenizi öneriyorum :) Tiyatrolu günler dilerim :)) 

11 yorum:

  1. Tiyatronun keyfi bambaşka oluyor, bildiği konu bile olsa insan keyifle izliyor.

    YanıtlaSil
  2. hımmm bu cermoderni bi görmeli o zaman :)

    YanıtlaSil
  3. Frida!

    Kendisine hayran olduğum güçlü kadın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. güç ne kelime çelik gibi irade. kadın direnmeye, mücadele etmeye gelmiş dünyaya

      Sil
  4. heeey sen film seviyooon, yakındaaaa, seçme filmler, en iyiler, en sevdiklerim diye listeler yapcaam :)

    YanıtlaSil
  5. annaşıldı salon senin eniştenin serbest giriş kartın var :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kapatıyorum salonu tek bana oynuyolar, o kadar havamız olsun :))

      Sil
  6. Bu paylaşımın gözümden kaçmış, çok ilginç bir hayat öyküsü varmış, bu kadar çile çektiğini "Hastalıklar, kazalar)bilmiyordum. Tiyatroyu izlemek isterim doğrusu. Emeğine sağlık:))

    YanıtlaSil

haydi söyle :)