AKIL DEFTERİ | ANKARA DT
1 perde | 1 saat 30 dakika
Yazan : JEAN - CLAUDE CARRİERE | Çeviren : ESEN ÖZMAN | Yöneten : ÖZGÜR KAYMAK
KONU:
Düzenini kurmuş bir erkeğin hayatına bir kadın gelir ve her şey birden bire değişir. Oyun; bir yandan kadın ve erkeğin birlikte yaşayabilme marifetini ve imkânsızlığını anlatırken bir yandan da bize içine düştükleri, eğlenceli ve komik durumları gösteriyor.
OYUNCULAR:
EDA YILMAZ YENER - EREN ORAY
Yazarımız hakkında kısa bilgi:
Senarist, dramaturg ve yazar olan Jean-Claude Carrière 1931’de Fransa Colombières’de doğdu. Edebiyat okudu, tarih mastırı yaptı. Ancak resme ve yazmaya olan merakı onu tarihten uzaklaştırdı. İlk romanı Lézard 1951’de çıktı. Kısa ve uzun metrajlı filmler çekti. On dokuz yıl Buñuel’le çalıştı. Einstein, Lütfen başta ABD olmak üzere birçok ülkede ilgi gördü. Carlos Saura’nın yönettiği Buñuel ve Hz. Süleyman’ın Masası adlı filmde rol aldı. Akıl Defteri adlı oyunu Devlet Tiyatroları tarafından oynanan Carrière, Cyrano de Bergérac filminin senaryosunu yazdı, Tatil Günleri (karikatür, 1972), "Mahabharata" (1991), "Sinemanın Gizli Dili" ve "Zamanların Sonu Üstüne Söyleşiler "(2000) adlı kitapları Türkçeye çevrildi.
Bu oyunun Ziraat Sahnesine gelmesini bekliyordum. Oyunların farklı sahnelerde gösterilmesi ulaşım açısından iyi oluyor.
Gerçekten oldukça dinamik ve eğlenceli bir oyundu. Tek perde olmasına rağmen ve bir buçuk saatin nasıl geçtiğini anlamadım. Konu ortada bitiyor ve final yapmıyor gibi görünse de aslında zaten metnin böyle bir kaygısı olmadığını düşünüyorum. Her ne kadar kadın erkek ilişkileri ile ilgili olsa da olayları, sorunları, durumları doğrudan ortaya koyan; mesaj vermeye çalışmayan, derin analizlere girmeyen, sebep sonuçlarla çok da ilgilenmeyen bir metin.
Konu; bekar ve yalnız yaşayan bir erkek ile onun stüdyo dairesine adres ararken yanlışlıkla gelip, eve yerleşen nereden gelip nereye gittiği belli olmayan bir kadının, bir kaç günlük (sanırım) zaman dilimini anlatıyor. Başlarda Suzanne (Eda Yılmaz YENER)' ı evden göndermeye uğraşan Jean-Jacques Ferrand (Eren ORAY)' ın sonradan ona nasıl bir tutkuyla bağlandığını izliyoruz. Neden Akıl Defteri derseniz; Jean-Jacques Ferrand' ın hayatına giren kadınlar konusunda hafızası biraz zayıf ve böyle bir defter tutuyor.
Eren Oray' ı daha önce Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe' de Düzmece Mustafa rolü ile izlemiştik. Burada yeni imajı ile kendisini Erdal Beşikçioğlu' nun kumralına benzettim :) Gerçekten rolüne iyi adapte olmuş başarılı bir performanstı, Jean-Jacques rolüne çok yakıştığını söylemeliyim.
Eda Yılmaz Yener' i ilk kez izledim. Oda da bana hafif Sevinç Erbulak' ı hatırlattı :) Oyunculuğunu, sadeliğini, duruluğunu gerçekten çok ama çok beğendim. Her iki oyuncu da ayrı ayrı başarılı oldukları gibi birlikte yarattıkları sinerji de çok iyiydi. Aralarındaki enerji uyumu ve pozitif iletişim kesinlikle izleyiciye yansıyordu.
Dekor, saat yönünde dönen bir şekilde planlanmış ve oyunu süreç olarak üç parçaya ayırıyor. Farklı ve hoş bir düşünce, oyun akışı ile de örtüşmüştü.
Eğlenceli, başarılı bir temsil, görülmesi gerekir diye düşünüyor ve tiyatrolu günler diliyorum :)
Gülmeye ve ülke sorunlarından bir saatliğine de olsa o kadar ihtiyacımız var ki, ne iyi yapmışsın gitmekle, emeğine sağlık. Yazar aynı zamanda filmler de çektiğine gire oyunun akıcı olmasına şaşırmadım çünkü sinemada kural kısa,az, öz anlatımdır, böylece izleyen sıkılmaz. Sevgiler:)
YanıtlaSilKesinlikle, ülke sorunlarından uzaklaşıp biraz duygusal derinliğe yol almak hepimizin ihtiyacı...
Silhımmm tımıms aklımda olsuuun :)
YanıtlaSilOK; Anlaştık :)))
Sil