28 Ocak 2018

Kontrabas

KONTRABAS | ANKARA DT
1 perde | 1 saat
Yazan : PATRICK SÜSKIND |
Çeviren : HALE KUNTAY |
Yöneten : METİN BELGİN
KONU:
“Koku” romanının yazarı Patrick Süskind'in pek çok dilde oynanan oyunu Kontrabas...
Bir müzisyen üzerinden toplumun, bireyin, müziğin cinselliğin, hiyerarşinin ve pek çok şeyin dedikodusunu yapıyor.

OYUNCULAR:
OLCAY KAVUZLU
Oyun bir müzik aleti gölgesinden bir müzisyenin, bir erkeğin ergin bir birey olarak tek başına yaşantısını ve güzeller güzeli kontrbası ile yaşadığı ilişkisini konu alıyor. Müzik yapmak müzik yapan kişi için bir tutkudur elbette, müzik aleti de bu tutkunun en önemli simgesidir. Ya koskocaman cüssesi ile kontrbas? Bir keman ya da bir gitara göre daha büyük, daha hantal ama sesi uzaklaştıkça daha da çok duyulan böylesine ağır bir müzik aleti?
Aklınızda beliren birçok soruya bu oyun çok güzel cevaplar verecek, gözlerinizi ve kulaklarınızı hazırlayın, tatmin edici bir oyun sizi bekliyor!
 
Rivayete göre Olcay Kavuzlu bu oyunu tam yirmi yıldır oynuyormuş :) Bir türlü gitmek nasip olmamıştı ama sonunda oyunu Ankara Ziraat Sahnesi' nde yakaladım.

Dekor görsellerden de anlaşılacağı üzere iç içe üç kontrabas şeklinden oluşuyor. Müzikler klasik müzik dehalarının eserleri.
Metin başlarda enstrümanına aşık bir devlet orkestrası müzisyeninin; kontrabas, orkestra, klasik müzik hakkında verdiği bilgi bombardımanı ile başlıyor. Aralarda ise tek düzelikten ve nesnellikten çıkıp, kahramanımızın öznel tespit ve duyguları ile seyirciyi yakalamaya çalışıyor. Buralarda oyuncunun seyirci ile yüksek bir etkileşim halinde olduğunu söyleyebilirim. Direk seyirciye yönelttiği sorularla bazen kendinizi sınavda gibi hissediyorsunuz. Hele ki klasik müzik ilgi alanınız değilse, hem metne yabancı olup hem de sınav psikoloji içerisine girmek ön sıralarda hafif bir gerginliğe sebep olabilir diye düşünüyorum :) Metnin sonlarında ise müzisyenin enstrümanı ile olan ilişkisi üzerinden; nefret, aşk, emek, isyan, hırs, sinir, cinsellik gibi olgulara geçişini izliyoruz.
Belirtmeliyim ki bazı eril replikler, bu konuda benim gibi duyarlı olanlar için biraz rahatsız edici olabilir.
Olcay Kavuzlu, yüksek performanslı atletik hareketlerin, gayet enerjik; uzun repliklerin ise çok başarılı bir şekilde üstesinden geliyor. Vücut dili, mimikleri ve muhteşem ses tonu ile hayranlık uyandırıyor. Oyun süresince de iki şişe Beck's içtiğini eklemeliyim :))
Devlet tiyatrolarında böyle cesur oyunlar, metinler ve oyuncular bulmuşken kaçırmamak gerek :) Tiyatrolu günler dilerim.

Not: Oyunda Kavuzlu, enstrümanın adının Kontrabas ve Kontrbas her iki şekilde de yazılıp, okunabileceğini söyledi.

2 yorum:

  1. Hiç duymamıştım bu oyunu, ilginçmiş. Ancak seyirci olarak bana soru sorulmasından hoşlanacağımı sanmıyorum zaten sen de o konuyu eleştirmişsin, sınav gibi...:( tek sıkıntı bu galiba:)emeğine sağlık:)

    YanıtlaSil

haydi söyle :)