6 Ekim 2019

Lüküs Hayat

LÜKÜS HAYAT - ANKARA DT
Müzikal - 2 Perde - 2 saat 50 dakika
Besteci Cemal Reşit Rey - Yazar Ekrem Reşit Rey - Rejisör : Murat Atak
Cumhuriyetin ilanıyla ülkemizdeki Batılılaşma hareketi hız kazanır. Bir yanda Batının teknolojisi ve yaşam biçimi örnek alınarak medeni ilerlemeler kaydedilirken; diğer yanda bu anlayışı şeklen benimseyen, alafranga tavrı ve hatta değerleri taklit eden bir sınıf türer. Lüküs Hayat müzikalinde işte bu ortamın komik bir tablosu çizilir. Lüks hayat ve parayla saadet hülyaları… Gösteriş, şaşaa, para ve sefa. İşte alafranga! Lakin abartı, özenti, müsriflik ve cefa. Lüküs Hayat Devlet Tiyatrolarında ilk defa...
Rıza : Levent Çelmen - Zeynep : Rengin Samurçay - Fıstık : Mehmet Ali Toklu - Belkıs : Alev Buharalı - Ruhi : Şahap Sayilgan - Atıfet : Pelin Dikmenoğlu - Şadiye : Berrin Demir - Memiş : Serkan Ekşioğlu - Lütfiye : Süheyla Gürkan - İrfan : Akın Erozan - Nüveyre : Buket İnger - Şevket : Can Öztopçu - Veysi : Çağrı Turan - Nesrin : Özge Mirzalı - Rıza Bey : Engin Özsayın - Kibar : Bülent Çiftçi - Altındiş : Gönül Orbey - Balatlı : Ayşe Akınsal - Tosun : Bahadır Karasu
Lüküs Hayat, 1933 yılında Cemal Reşit Rey tarafından bestelenmiş bir operettir. Türk tiyatrosunun klasik eserlerinden birisi olmuştur.
İstanbul Şehir Tiyatroları' nın siparişi üzerine yaratılan ve ilk defa cumhuriyetin 10. yıl kutlamalarının yapıldığı 1933 yılında sahnelenen eser, 1946 yılına kadar büyük bir seyirci kitlesi tarafından izlenmiştir. 1958'de Zeki Alpan, 1962 yılında da Muammer Karaca tarafından tekrar sahneye konulmuş; 6 Mart 1985' te ise İstanbul Şehir Tiyatroları' nda yeniden sahnelenmeye başlamış ve o tarihten günümüze aralıksız sahnelenmiştir.
Oyunun yazarı, Ekrem Reşit Rey olarak bilinse de Şişli'de bir Apartman şarkısının sözlerini Nâzım Hikmet'in yazdığı sanılmaktadır.
Oyun, 1950 yılında Ömer Lütfi Akad tarafından Lüküs Hayat adıyla filme alınmıştır. 1973 yılında da Haldun Dormen tarafından televizyon için yeniden filme alınmıştır.
Eserin Yazılışı: 1930 yılında ödenek ve seyirci azlığı nedeniyle kapanma tehlikesi ile karşı karşıya olan İstanbul Şehir Tiyatroları' nda yöneticilik yapan Muhsin Ertuğrul, seyirci ilgisini müzikal oyunlar ile çekmeyi düşündü. Müzikal eserler yazma önerisini kabul eden Cemal ve Ekrem Rey Kardeşler, Cumhuriyetin 10. yılında sergilenecek yeni bir müzikal oyun yaratmak üzere çalışmaya başladılar. Ancak Ekrem Reşit Rey, sözleri yetiştiremeyeceğini belirtince tarihçi Rasih Nuri İleri' nin aktarmasına göre bu iş o sırada hapiste bulunan Nâzım Hikmet'e teklif edildi. Eseri Nâzım Hikmet yazdı ancak hapiste olduğu için ismini kullanmadı; program metinlerinde yazan Ekrem Reşit Rey olarak yer aldı. Bir başka iddiaya göre eserin tamamını değil ama müzikal içerisinde yer alan bazı şarkıların sözlerini Nâzım Hikmet yazdı.
Konusu: Lüküs Hayat, Türk toplumunun Batı ile yüzleşmesi ve bu çerçevede yaşanan gülünçlükleri sahneye taşıyan, iki farklı kültürün yüzleşmesinden ortaya çıkan durumun değişmezlerini anlatmaktadır. Küçük hırsızlıklarla geçinen "Rıza" ile "Fıstık" bir zengin evine girince kendilerini kıyafet balosunda bulurlar. İkilinin içine düştüğü bu yeni ortam, batılılaşma özentisinin ortasına düşmüş halktan insanların durumudur. Çelişkilerin iyice keskinleştiği yaşam biçimleri komik olaylara neden olmaktadır.
10 Haziran 1949 yılında bir kanunla kurulan Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü' nün 70.yılına özel bir repertuvar kapsamında düşünülen, ''Lüküs Hayat'' bu yıl ilk kez devlet tiyatroları sahnelerinde yer alıyor. 65 sanatçı ve 20 kişilik orkestranın bulunduğu bu büyük prodüksiyon sezon boyunca izleyicilerle buluşacak.
Müzikalin Cüneyt Gökçer Sahnesindeki prömiyerini izleme şansını buldum ben de. Akşama Ahmet Necdet Sezer ve eşi Semra Sezer' in katılımı güzel bir sürprizdi:) Bu çok sevdiğimiz, yıllarca izlediğimiz, ezbere bildiğimiz melodisi ile ulusal tiyatromuzun klasikleşen eserini Ankara tiyatro izleyicisinin çok beğendiğini ve başarılı bulduğunu düşünüyorum. Özellikle Mayıs ayından Ekim ayının hayalini kuran tiyatro severler için sezona bomba gibi bir giriş olduğuna eminim:)
Oyunun Ankara Devlet Tiyatrosu yorumunun tamamen aslına sadık kalarak, ortaya koyulduğunu söyleyebilirim. Sahne ana dekoru döner bir platform üzerine kurulmuş, yalı dış görünümü ve iç salon şeklinde bölümlenmişti. Ayrıca sahne ortası perdesi ile ön alan kullanımında mekan ayrımı oldukça başarıyla uygulanmıştı. Kostümlere bayıldım, rengarenk, ahenk içerisinde capcanlıydı hepsi. Kalabalık kadrolu müzikallerde başarılı koreografi ve danslar, kostümle birleşince sahnede tam bir şölen oluyor gerçekten. Başarılı ses kullanımı ve şarkıları da unutmamak gerekiyor elbette.
Hem tiyatroya bir ömür vermiş emektar ustaların hem de genç yetenekli oyuncuların bir sahnede harman olduğu eserde, Rıza karakteri ile Levent Çelmen'i baş oyuncu olarak izliyoruz. Kendisini daha önce Vanya Dayı karakteri ile sahnede, Ferhunde Hanımlar' da ise ekranda izlediğimi hatırlıyorum. Oyundaki enerjisi ve performansının oldukça iyi olduğunu düşünmekle birlikte ilerleyen gösterimlerde daha da göz dolduracaktır bence. Çalışmalarının 20 Ağustos' ta başladığını ve günlük sekiz saate yakın provalarla 5 Ekim' de sahne alacak düzeye gelebildiklerini göz önüne alınca her gösterimin bir öncekinden daha muhteşem bir şölen olabileceğini düşünüyor insan :)
Bireysel olarak Zeynep karakteri ile Rengin Samurçay, Belkıs rolü ile Alev Buharalı, Ruhi' yi canlandıran Şahap Sayılgan ve Şadiye performansı ile Berrin Demir başarılılardı. Veysi rolü ile Çağrı Turan ve Nesrin rolü ile Özge Mirzalı oyuna ayrı bir renk kattılar.
Deneyimli rejisör Murat Atak imzalı yapım, sezonun en ses getiren temsili ve Ankara Devlet Tiyatrosu için de bir prestij oyunu olacaktır.
Dün akşam Cüneyt Gökçer Sahnesinde tam bir ekip çalışması izledik. Işığından, kostümüne, dekorundan, oyuncularına, a dan z ye oyuna emek veren herkesi de prömiyer olması nedeni ile sahnede alkışlama şansı yakaladık. 
Oyunun çok fazla alkış aldığını, izleyicilerin oyun esnasında şarkılara eşlik ederek, tempo tutarak eğlenceli zamanlar geçirdiğini söyleyebilirim. Sahnede canlı orkestra dinlemek çok ayrı bir lezzet izleyiciler açısından. Ve yazımızı, oyuna piyanosundan çıkan muhteşem ezgilerle hayat katan müzik direktörü Melahat Ismayılova' yı ayrıca anmadan bitirmemiz mümkün olamaz:) Orkestra sahnede yer aldıktan ve çalmaya başladıktan sonra son derece estetik bir şekilde hareketli platform ile sahneden alçalarak oyuncuların görüş mesafesine girmesi de hoş bir detay olarak hafızamda yer buldu.
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt da oyun bitiminde söz aldı ve Türkiye genelinde 77 adet sahnemiz olduğunu ve her akşam Ankara' da 5000 izleyiciyi ağırladıklarını söyledi. 5000 gerçekten oldukça iyi bir sayı bence de:) Ve bu oyunun pazartesi günleri hariç her gün gösterilecek olması, böyle bir performansın sürekliliği olağanüstü gerçekten...
Ve yazımızı alışılagelmiş lüküs hayat şarkısının sözleri ile noktalarken, bu oyunu görmeden sezonu kapatmamanızı öneriyorum :)
Şişli'de bir apartıman
Yoksa eğer halin yaman
Nikel-kubik mobilyalar,
Duvarda yağlı boyalar

Iki tane otomobil
Biri açık, biri değil
Aşçı, uşak, hizmetçiler
Dolu mutfak, dolu kiler

Hanım gider, sen gidersin
Gündüzleri çaydan çaya
Gece olur, davetlisin
Ya dineye ya baloya

Hey
Lüküs hayat, lüküs hayat
Bak keyfine yan gel de yat
Ne güzel şey
Oh ne rahat
Yoktur esin lüküs hayat

Yaz gelince adadaşın
Mayo giymiş kumlardasın
Etrafında güzel kızlar
Canın çeker, burnun sızlar

Hanım motorla dolaşır
Hanım serbest, kim karışır
Takarsın şeyleri bazı
Dünya böyle sen ol razı

Sen de kendi hesabına
Topla akşam etrafına
Sarıları, esmerleri
Kır şampanya kadehleri

Hey
Lüküs hayat, lüküs hayat
Bak keyfine yan gel de yat
Ne güzel şey,
Oh ne rahat
Yoktur esin lüküs hayat

6 yorum:

  1. yeniden sahneye konulması şahane...

    YanıtlaSil
  2. Çok tanıdık gibi ama aslında öyle değil, izlemeyi çok isterim bakalım bu yıl ne kadar tiyatro izleyicisi olabileceğiz? ben yine seni imrene imrene izleyeceğim kesin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Derya' cım bu sezonun lokomotifi gibi... İlk tercihin olsun bence :)

      Sil
  3. ooo gala iyimiş. bunu izledim ivit çok eğlenceli bişiiii :) bi de müsahipzadenin eserleri çok eğlenceliii :)

    YanıtlaSil

haydi söyle :)