14 Aralık 2011

teslimiyet

bir sabah uyansam yatağımda ama kalkmasam hemen, biraz gerinsem, esnesem ertelesem kalkmayı... sonra iki kanatlı penceremi açsam sonuna kadar, yemyeşil çimenleri, çiçekli ağaçları görsem, ılık bir bahar sabahı kucaklasa beni... saçlarım açık, dalgalansa rüzgarda ve üzerimde rahat bir kıyafetle beklesem bir süre.

kahvaltım en sağlıklı yiyeceklerle bütünleşmiş bir renk cümbüşü... doğanın bize bahşettiği canlı renkler ve müthiş kokular eşlik etse okuduğum kitabın yapraklarını çevirerek yaptığım kahvaltıma... her bir lokmanın tadına vararak, huzur ve sükunetle sindire sindire geçirsem bu zamanı...
öğleni tenha bir kumsalda yürüyüş yaparak karşılasam ve küçük bir kır kahvesinde taze demli bir çay içsem denizi izleyerek... zaman kavramı olmasa düşüncelerimde, acelem olmasa, ne gitmem gereken bir yer ne bekleyenim, ne yetişmem gereken bir iş, ne yetişmesi gereken işlerim olsa. sadece ben ve hafızam, sadece geçmişim ve şuan... anılarımdan gülümseten bir hatıra düşse aklıma, hüzünlensem. herkes kadar yalnız olduğumu düşünsem, bedenine hapsolmuş bir sürgün olduğumu, beynimin, gücümün sınırlarını ve uzakları, uzaktakileri... bir kabulleniş yaşasam sonra doğum kadar ölümü de hazmetsem, normalleştirsem... her şey, zihnim bir anda aydınlansa, tüm pus silinip berraklaşsa, netleşse... akşam eve dönerken, ruhumda huzur ve sabır; gözlerimde dinginliğin yansıması olsa ve gündeliğin sıkıcı rutinine sımsıkı sarılacak gücü hissetsem tüm benliğimde, şükretsem şükretsem elimdekilere ve teslim olsam kadere...

10 yorum:

  1. Bu post tam
    İstanbul hengâmesi ve çalışan bebekli anne yazısı olmus ;)) ellerine emegine saglik

    YanıtlaSil
  2. Kendimi ege de hayal ettim :)

    YanıtlaSil
  3. Annelerin hayalleri de ortak :)

    YanıtlaSil
  4. ahhhh Nihanım ahhhh,
    inşallah görürüz o günleri de be arkadaşım.

    YanıtlaSil
  5. kokooş evet çok doğru sadece istanbul değil ankara hengamesi :)))

    nilhan ben de ege yi çoook severim :))))

    derya hayal değil mi :))) belki gerçek de olur kimbilir az daha büyüsünler bakalım :))

    YanıtlaSil
  6. gönülcüm şafak karanlık değil bizim, epey büyüttük çok şükür giderek kolaylaşıyor bence. giderek zorlaşıyor diyenler felaket tellalı gibi geliyor bana :)

    YanıtlaSil
  7. "zaman kavramı olmasa düşüncelerimde, acelem olmasa, ne gitmem gereken bir yer ne bekleyenim, ne yetişmem gereken bir iş, ne yetişmesi gereken işlerim olsa. sadece ben ve hafızam, sadece geçmişim ve şuan... "

    Ne güzel dile getirmişsin. Bu karışımın aynısından ben de istiyorum.

    YanıtlaSil
  8. kalemsiz teşekkür ederim :)sana da geliyor o kokteylden o halde :)))

    YanıtlaSil
  9. Ben de ama biraz fazla dozda istiyorum mümkünse:)

    YanıtlaSil
  10. ebrum hepimize gelsin :)) ama en yüksek doz sana :))

    YanıtlaSil

haydi söyle :)