Büyük Oyunu 8+ 2 Perde - 1 Saat 40 Dakika
Yazan: William Shakespeare - Çeviren: Bülent Bozkurt
Rejisör: Özgür Avcu - Yöneten: Özgür Avcu
OYUNUN KONUSU: “Dünyaya kardeş olarak birlikte geldik ve şimdi el ele gidelim.” Diyerek, kardeşlerini bulmak için denizleri aşıp Efes’e gelen Siraküzalı ikizler kendilerini istemsizce yanlış anlaşılmaların içinde bulur. Bir günün yanılgısı, kaderin cilvesi ile birleşince Yanlışlıklar Komedyası doğar.
OYUNCULAR: Efes’li Antipholus: Muharrem Dalfidan - Adriana: Elif Küçükkoyuncu - Sırakuzalı Antipholus: Mustafa Çağatay Turgut - Efes’li Dromio: Tuğrul Ozan Tuğrul - Sırakuzalı Dromio: Kadir Oğuz - Lucianna: Ceren Erlüle - Luce-Fahişe: Gülbahar Bozkurt - Tüccar-Doktor-Pinch: Kamil Samet Selçuk - Solinus: İsmail Doğancan Yurdigül - Egeon: Nedim Salman - Kuyumcu: Muammer Turgut - Tüccar-Balthazar: Erdem Yılmaz - Zındancı-Soytarı: Mustafa Erdem - Emilia: Şerdan Kıpçak - Memur: Nergiz Aydeniz -Tüccar: Barış Demirkıran
Yanlışlıklar Komedyası (The Comedy of Error)
William Shakespeare (1564-1616): Oyunları ve şiirlerinde insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle yaklaşık 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren efsanevi yazar, Yanlışlıklar Komedyası’nda olay dizisini ikiz kardeşler ve onların ikiz uşaklarının benzerliğinden kaynaklanan yanılgılar üzerine kurmuştur. Birbirini izleyen yanılgıları gülerek izleyen seyirci, oyunun başında öğrendiği acılı bir yaşam öyküsünün nasıl sona ereceğini de merak içinde bekler. Kaderin bir fırtınayla dağıttığı ailenin bireyleri bu gülünç olaylar arasında birbirini bulur. Mutlu son inandırıcı bir gelişmeyi izleyerek ortaya çıkar. Yanlışlıklar Komedyası Shakespeare’in ilk ve kısa komedyalarındandır.
Devlet Tiyatrolarının 7.Ankara Buluşması Klasikler Haftası için tercih ettiğim üç oyundan ilkini dün akşam izledim. Van Devlet Tiyatrosunun sahneye koyduğu eserin izleyici koltuklarında büyük beğeni görmediğini düşündüğümü söyleyebilirim.
Oyun Ephesus kentinde geçer. Syracusa ve Ephesus ticaret yüzünden birbirine düşman iki kent devlettir. Tüccar Egeon, Syracusalılara yasaklanan Ephesus kentine girdiği için tutuklanır. 24 saat içinde fidye tutarını ödeyemediği takdirde ölümle cezalandırılacaktır. Egeon, yıllar önce ailesiyle birlikte geçirdiği bir deniz kazası sonucunda karısını, ikiz oğulları Antipholus' lardan ve gene ikiz olan uşakları Dromio' lardan birini yitirmiştir ve ölüp ölmediklerini bilmemektedir. Syracusa' da babasının yanında büyüyen Antipholus, kölesi Dromio' yu da yanına alarak ikiz kardeşlerini bulmak için yola çıkar. Bir süre sonra oğlundan haber alamayan Egeon da Antipholus'un peşinden gider. Sonunda Syracusalı baba oğul birbirlerinden habersiz diğer ikizlerin yaşadığı Ephesus kentine gelirler. Ephesus' lular ikizleri birbiriyle karıştırır. Kentte ikizlerin varlığı yüzünden yanlışlıklar birbirini kovalar. Ephesus'lu Antipholus'un karısı Adriana bile kocasını ikiz kardeşinden ayırt edemez. Böylece tüccarlar kenti Ephesus' da, ikizlerle ilintili bazı ticari ilişkiler ve parasal dengeler alt üst olur. Borçlarını tahsil edemeyen tüccarlar birbirlerini tutuklattırır. Ephesuslular da tutkulara, aşklara, kıskançlıklara, öfke ve hırslara yenik düşerek bu yanlışlıktan nasibini alacaktır. Ancak her zaman olduğu gibi yanlış anlamaların ağır bedelini gene alt sınıftan köleler ödeyecektir.
Öncelikle eserin getirdiği telaş ve kaos içerisinde replikleri anlamaya çok özen gösterdiğim halde metnin çoğunu yakalayamadığım bir tiyatro akşamı yaşadım. İlk sahnede Tüccar Egeon' un olaylar kurgusunun genel çerçevesini anlattığı açıklayıcı kısım maalesef hiç anlaşılamadı. Oyuncuların sesleri, diksiyonları, vurguları, seslerini kullanışları yetersizdi. Repliklerin altında ezildiklerini düşünüyorum. Metinden, dekordan ve kostümlerin ihtişamından beklenilen sahneye yansıyamadı.
Oyunculuk anlamında ikiz olan uşak Dramio' ları daha başarılı bulduğumu söyleyebilirim. Oyunu görmüş olmamın benim için en büyük artısı eser hakkında edindiğim bilgiler ile hafızamı tazelemek oldu. Rejinin metnin orijinal haline sadık kaldığını da ekleyebilirim.
Hep yeni baştan sahne açılsın, tiyatro hep hayatımızda olsun :))
Sinema, tiyatro gibi görsel sanatları izlerken beklentilerimizi yüksek tuttuğumuzdan mıdır bilmem, bazen aradığımızı bulamıyoruz. Elbette hepsinin arkasında büyük emek var ama izlenimlerinizi açık sözlü bir şekilde yazıp olumlu ve olumsuz yanlarını ortaya koymak en doğrusu bence. Ülkemizde sanat ancak bu şekilde gelişir, kendine doğru yolu bulur. Aksi halde sadece verilen emeğe saygı göstermek adına sanatı bayağılaştıran oyunlara alkış tutarsak gerçek sanat şaheserlerine hakaret etmiş oluruz, bence.
YanıtlaSilSadece eserin adı bile beklentilerimi yükseltmeye yetti benim için bu oyun özelinde:) Beğeni eşiğim çok yüksek değil, sıradan bir tiyatro sever ve tiyatro izleyicisiyim. Bu konuda hiç bir eğitimim de yok tabii ki... Sadece sahnenin izleyici koltuklarına nasıl yansıdığını aktarabiliyorum bu nedenle.
SilVe beğeniler çok çeşitli de olabiliyor. Bazen çok popüler bir oyunda bir şeyler sizin için eksik kalabiliyor ya da tercih edilmeyen bir oyun sizi yakalayabiliyor.
Ama her şeyden önemlisi sanatın her dalının olduğu gibi tiyatronun da devam etmesi, gelişmesi, perdelerin hep açılması, sanatçıların ve perde arkasının alkış alması...
Ülkemizde özel tiyatro topluluklarının desteklenmesi ve klasiklerin devam etmesi ancak deneysel oyunlara da şans verilmesi iyi olabilir diye düşünüyorum...
Ve teşekkür ediyorum size yorumunuz için :)
Tiyatro oyununu ya da oynayış tarzını bazen beğenmesek de yine de keyif almayı seviyorum ben. Ve sanırım sende de bu durum böyle ♥
YanıtlaSilAynen... Ben hemen hemen sahneye konulan her şeyi izlemeyi zamanım elverdiği ölçüde seviyorum. Ve bir oyun öncesinde ve sonrasında o temsil hakkında okumayı, metni, yorumları, eleştirileri araştırmayı seviyorum. Biraz kaynak sıkıntısı yaşadığımı söyleyebilirim bu konuda. BU nedenle gittiğim oyunlar hakkındaki düşüncelerimi yazmaya karar vermiştim :)
SilTiyatro oyunlarının beğenseniz de, beğenmeseniz de hayatın bir yönünü, insanlığın bazı hallerini sunması ile değerli buluyorum.
YanıtlaSilGeçenlerde tek perdelik bir oyundaydım, sonunu zor getirdim ama şimdi dönüp bakıyorum ondan da bir şeyler öğrenmişim.
Kesinlikle katılıyorum. Zaman kaybı olarak görmüyorum. Örneğin bu oyun bana metin hakkında yüzeysel olan bilgimi derinleştirme imkanı sundu :)
Silyani şimdiiii bu eser önemli ama demekki çok özenli konmamış sahneyee.
YanıtlaSilBazen olmayınca olmuyor işte :))) Ya da ben mi acaba çok katı bir günümdeydim ki :))) Bu eseri kesinlikle bir farklı topluluktan daha izleyebilmeyi çok isterim çok önemli bir oyun:)
Sil