13 Ekim 2021

Kadınlarımız

KADINLARIMIZ ANKARA - DTBüyük Oyunu
2 Perde - 1 saat 45 dakika
Yazan Eric Assous
Çeviren Anıl Dursun
Rejisör A. Sinan Pekinton
OYUNCULAR:
Paul: Alper Tazebaş
Simon: Ötüken Hürmüzlü
Max: Esat Tanrıverdi
OYUNUN KONUSU
25 yıllık dostlukları olan Max, Paul ve Simon, poker oynamak için Max’ın evinde toplanırlar. Simon, kırk beş dakikalık gecikme ve evin salonuna bomba gibi düşecek bir haberle gelir. Dostluklarını sorgulayacakları bir yüzleşme başlar. Hayatlarındaki kadınlarla yaşadıkları sorunlar, mutsuzluklar, dostluklarındaki sorgulamalar ve ikilemler… Üç dost, bu gece birbirlerini yeniden tanıyacak, hayatlarında yeni bir döneme başlayacaklardır…


Tıpkı eski günlerdeki gibi... Ankara' da bir sonbahar gününün sonunda bir tiyatro akşamı, Şinasi Sahnesi.. Pandemi etkilerinin hala hissedildiğini, girişte aşı kartı kontrolünün yapıldığını ve aralıklı oturma düzenini saymazsak fazla birşey değişmemiş. Ankara tiyatro izleyicisi üniversitelerin de açılması ile oldukça genç bir kitle. Geçen süre boyunca açık havada izlenen yazlık tiyatro ve bazı özel gösterimleri saymazsak neredeyse hiç sahne görmemenin özlemi fark ediliyor atmosferde... Bilindik melodi ile yapılan 'oyunumuzun başlamasına beş dakika kaldı' anonsu bile herkesi gülümsetmeye yetiyor. Sahnenin kararması ile nefeslerimizi tutup, başka insanların hayatlarına misafir olmaya başlıyoruz.


Sahne modern bir açık mutfak dekoru ile karşılıyor bizi. Önde koltuk takımı sağ taraf mutfak ve bir masa ile. Ev sahibi radyolog Max (Esat Tanrıverdi) ve doktor arkadaşı Paul (Alper Tazebaş)' ı görüyoruz aydınlanan sahnede. Paul çok sakin bir şekilde masada otururken, Max sinirli, telaşlı ve sabırsız bir şekilde yirmibeş yıllık dostluklarının üçüncü kişisi olan kuaför iş adamı Simon (Ötüken Hürmüzlü)' ı beklemektedir. Haftalık rutinler şeklinde bir araya gelip içki eşliğinde poker oynayan üçlü için o gece farklı bir gecedir çünkü Simon buluşma saati hayli geçmiş olmasına karşın gelmemektedir. Geldiğinde ise onları büyük bir şok beklemektedir.


Konunun dinamizmini ve metni beğendiğimi söyleyebilirim. Yönetmen koltuğundaki Sinan Pekinton' un kadın cinayetleri ve alınan cezalara yönelik eleştirel yaklaşımını doğru açıdan ve dozunda bulduğumu söyleyebilirim. Ayrıca konunun izleyiciyi içine aldığını ve 'ben olsaydım ne yapardım' sorgulamasını kaçınılmaz kıldığını düşünüyorum. Üç erkeğin de birbirinin yaşantısına hakim olduğunu, birbirlerinin eşlerini ve Max' in sevgilisi Magali' yi çok iyi tanıdıklarını oyunun ilerleyişinden anlayabiliyoruz. Erkeklerarası bir dedikodu akşamı havasında başlayan diyaloglar zaman ilerleyip, karar verme zorunluluğu ve  gerilim arttıkça derinleşerek, kendilerini, yaşantılarını ve hayatı kökten sorgulayacak bir düzleme evriliyor. Evlilik, arkadaşlık, ebeveylik, dostluk, iş ve statü, adalet duygusu, fedakarlıklar, erdemler, suç aklama gibi pek çok temada alçalıp yükselen, yumuşayıp sertleşen sorular ile çok başarılı bir örüntü oluşturuluyor. Arada küçük durum komedileri ile de alt notalara eğlenceli sekansların serpiştirildiği oyunun izleyiciyi tatmin ettiğini düşünüyorum.

Gece sabaha bağanırken üç arkadaş için artık pek çok şeyin değiştiğini ve artık hiç kimsenin eskisi gibi olamayacağını anlıyoruz. 


Aklımızda kalan replikler:
İnsanları belli bir noktaya kadar tanıyabilirsin.
Max: Magali’yle her şey bir tartışmaya dönüşüyor. Kadının buna yeteneği var. Havadan sudan konuşurken bile bir bakmışsın ortaya koskoca bir dram çıkıvermiş.
Paul: Ben eşek gibi çalışıyorum ama o, kendi köşesinde! Huzurlu bir ilişkimiz var demiştim, ya. Huzurludan da beter, resmen ölü. Sıfır iletişim.
Simon: Artık bir cinsel hayatımız olmamasına rağmen haftada altı gün spor yapıyor; jogging, yüzme, karın-kalça egzersizleri… Tüm bu çaba boşuna değil, herhalde. Mutlaka birilerinin işine yaraması gerekiyor.

 

Oyunculukları genel anlamda başarılı ve inandırıcı bulduğumu sadece Esat Tanrıverdi' nin sık tekrarlayan dil sürçmelerinin izleyici rahatsız edebileceğini düşündüğümü söyleyebilirim.

 

Ben tiyatro izleyici koltuklarını ve bu izlenimleri paylaşmayı çok özlemişim. Umarım harika bir sezon olur. 

İyi seyirler!

 

Not. Bir önceki yazıma yapılan yorumların teknik bir neden ile geri dönüşü olamayacak şekilde silindiğini ve bu konuda üzgün olduğumu söylemek istiyorum.

6 yorum:

  1. Çok özledim tiyatroyu.

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel kritik etmişsin. Emek verilmiş, güzel bir oyuna benziyor. Pandemiden dolayı yapmayı ertelediğim aktivitelerden biri. Okurken özlediğimi fark ettim ben de. Emeğine, yüreğine sağlık sevgili Anne Kalemi :))

    YanıtlaSil
  3. şinasi sahnesi, oleey, aralıklı oturup olabiliyor demek ki tiyatro, cesaret etsem mi acaba :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gel Ankara' ya beraber izleyelim, ben cesaretlendiririm seni :P

      Sil

haydi söyle :)