90 Dakika Tek Perde +13
İnsan nedir? “Biraz toprak, biraz toz, biraz et, biraz kan” mı? İnsanı “insan” yapan nedir? Georg Büchner, dünya tiyatro literatürünün en önemli oyunlarından biri olan Woyzeck’te “insan olmak” olgusunu; erdem, ahlâk ve iyilik kavramları üzerinden sorguluyor. Her zaman zorunlu ve haklı görülen savaşta; yoksulluk, sınıf farklılıkları, toplum baskısı içinde, insan daha fazla uçuruma sürüklenmeden insan olabilmeyi ve insan kalabilmeyi ne kadar başarır? Gerçekliğin saptığı böyle kaypak bir dünyada insan ne içindir?
Yönetmen:
Erdal Beşikçioğlu
Kompozitör:
Onur Yüce
Koreograf:
Binnaz Dorkip
Yön.Yrd.
: Elvin Beşikçioğlu
Oyuncular:
Adem
Aydil-Korhan Başaran-Ayça
Eren-Aytek
Şayan-Mertcan Semerci-Berkan
Şal-Burcu
Özberk-Buse
Kara-Burak
Küçükosman-Deniz
Atlı-Güneş
Uydaş-Müjde
Kızılkan-Metehan
Güler-Melih
Efeçınar-Onur
Yüce-Okan
Eken-Onur
Dilek-Zülal Süer
Müzisyenler:
Gitar Süleyman Bağcıoğlu-Davul: Barış Menküer-Klavye: Murat Köselioğlu-Bass: Mehmet Öztürk-Saksafon: Onur Yüce
Wikipedia:
Woyzeck, Georg Büchner'in 1836 yılında yazmaya başladığı tahmin edilen, ölümüyle yarım kalan tiyatro oyunu. Oyun, daha sonra diğer bazı yazarlar, editörler ve çevirmenler tarafından farklı şekillerde sonlandırıldı. Alman tiyatrolarının repertuvarlarında sıkça yer alan oyun yine aynı kapsamda en çok sahnelenen oyunlardan biridir.
Büchner'in bu oyunu 1836 yılının Haziran ve Eylül ayları arasında yazmaya başladığı tahmin edilmektedir. Yazarın 1837 yılında erken ölümüyle oyun parçalar halinde ve eksik kaldı. Woyzeck ilk olarak 1879 yılında, Karl Emil Franzos tarafından üzerinde tekrar çalışılmış haliyle yayımlandı; ilk gösterimi ise 8 Kasım 1913'te Münih'teki Residenztheater'da yapılmıştır.
Oyun, ordunun ve doktorların genç bir adam üzerinde bıraktığı, insanlıktan uzaklaştıran etkilerini konu alır. Çoğu kez bir işçi sınıfı veya çalışan kesim trajedisi olarak ele alınan Woyzeck bir başka açıdan da "İnsan doğasına dair olan çekememezliğin, hasetin uzun trajedisini" sergilemektedir. Alman doğalcı yazar Gerhart Hauptmann ve dışavurumcu diğer bazı yazarların beğenisini kazandı. Oyun bir ölçüde daha sonra asker olan Leipzig'li perukçu Johann Christian Woyzeck'in gerçek yaşam hikâyesine dayanmaktadır. Johann Christian Woyzeck 1821 yılında bir çekememezlik sonucu beraber yaşadığı kadını öldürmüş ve alenen boynu vurularak cezalandırılmıştır.
Konusu :
Franz Woyzeck, Almanya'da, taşradaki bir kasabada görevini yapmakta olan düşük rütbeli bir asker, metresi Marie'den olan gayrimeşru bir çocuğun da babasıdır. Daha fazla para kazanmak amacıyla yüzbaşı için adi işler yapmakta, doktorun hazırladığı tıbbi deneylerde denek olarak yer almaktadır. Deneylerinden birinde doktor Woyzeck'e bundan böyle sadece bezelye yemesi gerektiğini söyler. Woyzeck'in akıl sağlığı bozulur ve bir dizi varsanı görmeye başlar. Bu arada Marie, Woyzeck'ten sıkılmış ve ilgisi yakışıklı askeri bando şefine kaymıştır. Ancak Marie, tartışmasız bir şekilde, şefin tecavüzüne uğrayacaktır.
Gittikçe yükselen, kıskançlıkla dolu şüpheleri sonunda Woyzeck'i bando şefi ile yüzleştirir. Ancak Woyzeck şefin aşağılamalarına maruz kalacak ve pataklanacaktır. Sonunda Woyzeck olanlara dayanamayarak Marie'yi küçük bir göletin kenarında bıçaklar.
Bazıları, oyunun üçüncü sahnesi olarak "duruşma"nın orijinal konseptte yer aldığını iddia etse de, Büchner oyunu Woyzeck'in bıçağı gölete bıraktığı anda bitirir. Oyunun tahmine dayandırılmış çoğu yorumunda ise Woyzeck, bıçağı göletin sularına attıktan sonra üzerindeki kanı temizlerken boğulmaktadır.
Müzikal Ankara Tatbikat Sahnesinde gösteriliyor. Tatbikat Sahnesinin bana göre en büyük sorunu plastik sandalyeler. Bir süre sonra gerçekten rahatsız edici olabiliyor çünkü. Bir de temsilin afişte 90 dk yazmasına rağmen 70 dk sürdüğünü de ilave etmeliyim.
Özel tiyatrolar kısıtlı bütçelerle büyük ve cesur işler yapmaya çalışıyorlar. Woyzeck Masalı da onlardan biri. Benim için rock müzik konserine gitmek gibiydi. Metin yok, diyalog yok. Konuyu takip etmek için şarkıların sözlerini anlamak gerekiyor ama tam olarak sözleri yakalayamadığımı söylemeliyim. Gitmeden önce konunun okunması çok faydalı olacaktır.
Böyle hakkını vererek bir rock müzikali yapmak herkesin harcı değil diye düşünüyorum. Şarkılar bu oyun için hazırlanmış, kostümler cesur, müzisyenler mükemmel, vokaller, sesler çok güzeldi. Ama söylemeliyim ki her tiyatro izleyicisine hitap edebilecek bir gösteri değil. Hele bu tarz müzikten hoşlanmayanların alabileceği fazla bir şey yok oyundan.
Woyzeck Masalı masal kıvamında olmuş. Tiyatro izleyicisine farklı bir deneyim yaşatmak, farklı bir bakış açısı sunmak adına çok yaratıcı ve başarılı buldum. Tüm ekibi tebrik ediyorum. Ve daha fazla tiyatro diyorum.
Erdal Beşikçioğlu' nu yönetmeliğinde "Hayvan Çiftliği" ni izlemiştim bir kaç yıl önce. Aynı şeyleri yazdığımı hatırlıyorum kostümler, müzikler dansçılar muhteşemdi ama Orwell' in Hayvan çiftliği kafamda başka bir yerdeydi. Bir miktar hayal kırıklığı olmuştu. Ama ne olursa olsun "tiyatro candır" , sevgiler
YanıtlaSilHayvan Çiftliğini geçen yıl devlet tiyatrolarında izledim on numaraydı. Harikaydı, hala tadı damağımda. Tatbikatta farklı bir şeyler yapılmaya çalışılıyor sanırım.
SilBen Cermodern'dekini izlemiştim.
SilMerhaba, bu güzel anlatım için çok teşekkür ederim. Emeğinize sağlık. Bir an tiyatroda izliyor gibi oldum. Bende çok seviyorum tiyatroyu. Ayda birkez ailecek gidiyoruz. Ama tabii Devlet tiyatrolarını tercih ediyoruz. Daha hesaplı oluyor. Son gittiğimiz oyun da bir garip Orhan Veli. Sinemadan daha sıcak geliyor tiyatra bana oyuncuyla bazen göz göze gelmek bile oyunun içine katıyor insanı. Sevgilerimle..
YanıtlaSilKesinlikle katılıyorum Zehra Hanım. Tiyatronun doyumu başka. Ne güzel ailece tiyatro günleri harika :)
SilÇok güzel helede ailece çok zevkli oluyor , tiyatronun havası çok başka .
YanıtlaSil