Orkestra: Cem Erdost İleri (üç telli, bağlama, cura, vokal), Mehmet Taylan Ünal (kabak kemane, kemençe, cura, vokal), Eren Erdoğan (duduk, kaval), Sitar Sertaç Şanlı (perküsyon, vokal)
“Gelin Tanış Olalım” bir Abdal hikâyesidir. Bugünden bir Abdal anlatır hikâyeyi… Bu hikâye, her şeyin ateş ve kül olduğu, rüzgarların külleri savurduğu, avuçlarımızın bomboş kaldığı bir kâbusun ortasında sıçrayıp uyandığımızda anlatıldı. Hayatın kutsallığını, suyun, toprağın doğurganlığını, göğün her şeyi saran muhteşem yüzünü, yağmurun rahmetini, göğün kanatsız kalmış bulutlarını, o kadîm sıradağları, yollar boyu yıllar boyu aradığımız hakîkati, en çok da o yolları, bir yere varmasa da baş koyduğumuz, revan olduğumuz, yoldaş olduğumuz o yolları, karıncaların çalışkanlığını, karacaların sevinçli sekişini, kuzuların melemesini, o suya giderken görülen o kara gözlü, kalem kaşlı, sevdasına yandığımız, deli divane olduğumuz o yâr’ı, o’nun kipriğinin kaşına değdiği zamanı, yar kıyısında biten dağ lalelerini, meyline umrumuzu vermediğimiz dünyayı, minnet eylemediğimizi, baş eğmediğimizi kısaca adına insan denen o büyük ummanı anlatır.
Türkülerin yollarından geçerek, ezgilerin izlerini sürerek, aşktan ve hayattan, ayrılıktan ve vuslattan, sıla ve gurbetten, haktan ve hakikatten, dağların başından, suların kıyısından, ekinlerin içinden geçerek anlatıldı bu hikâye…
Tanışalım, bakışalım, konuşalım, gönülden söyleşelim diye.
Türkü söyleyelim, salınalım, oynayalım diye…
Kavilleşelim, yolda buluşalım, suyu ekmeği paylaşalım diye…
Türküler gibi çoğul, türküler gibi sıcak bir hayatımız olsun diye..
Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım…
Uzun zamandır görmek istediğim Fırat Tanış' ın müzikli anlatısını bu hafta Beşevler MEB Şura Salonunda izleme şansı buldum. Prof. Dr. Semih Çelenk gösterinin kurgusunu yaratırken farklı kültür ve yörelere ait 11 türküye yer vermiş. Bir yol hikayesi gibi başlayıp gelişen temsilde Fırat Tanış abdal rolünde bir gezgin, anlatıcıydı. Anlatısını büyük daire bir ışık içerisinde daha küçük bir ışığa yapıyordu, direk izleyici ile değil bu küçük ışık ile konuşuyordu. Çok sade beyaz giysisi içerisinde yalın ayak izlediğimiz Fırat Tanış' a dört kişilik başarılı bir orkestra eşlik ediyordu. Aynı zamanda vokalde de çok başarılı olduklarını söyleyebilirim. Ve Cem Erdost İleri' nin tek başına söylediği türkü de güzeldi.
Karacaoğlan, Nesimi, Aşık Veysel, Yunus Emre, Pir Sultan, Kaygusuz Abdal ve nicelerinden deyişler ve anlatıların halk ezgileriyle harmanlandığı; tevazu, kibir, yolda olmak, menzil, aşk, hayat, ölüm, varlık, yokluk, aradığımız sırrın, cevherin içimizde olduğu, kardeşlik, insanlık vb kavramların sadece bu kaynaklar üzerinden verildiği felsefi, mistik ve tasavvufi öğeler içeren bir gösteriydi.
Gelin Tanış Olalım' da Fırat Tanış' ın şiir, deyiş ve öykülerin türküler ile harmanlanıp sunulduğu gösteride abdal rolünün üstesinden başarı ile geldiğini düşünüyorum. Tek perde yaklaşık 70 dakika süren etkileyici ve huzurlu bu performansı fırsatınız varsa izlemenizi öneriyorum.
Gelin tanış olalım,
İşi kolay kılalım,
Sevelim sevilelim,
Dünyaya kimse kalmaz.
Yunus Emre
Bir nefescik söyleyeyim
Dinlemezsen neyleyeyim
Aşk deryasın boylayayım
Ummana dalmağa geldim
Ben Hak ile oldum aşna
Gönlümüzde yoktur nesne
Pervaneyim ateşine
Oduna yanmağa geldim.
Pir Sultan
Tanıtım için çok teşekkürler.
YanıtlaSilBen teşekkür ederim:)
Silgüzel bir gösteri galiba..izmir e gelince gidelim...teşekkürler...sevgiler..
YanıtlaSilBU her yeri gezen turnesi bol bir gösteri. İzmir' e gelebileceğini düşünüyorum ben de...
SilÇok merak ediyordum, ne iyi oldu anlatımınız.
YanıtlaSilsaol aklımda olsuun, beşevler şura salonuna gitmiştim yaa, seminer mi ne vardıı, ayrıca oyunun örkestrası da iyiymiş :)
YanıtlaSilOrası oldukça aktif kullanılan merkezi konumda bir salon... Evet orkestra iyiydi:)
Sil