KONU: Küçük bir Yunan kasabasına John isimli bir Amerikalı gelir. Etkilendiği ve parçası olmak istediği geleneklerin cazibesine kapılarak güzel bir dul olan Marina'ya aşık olur. Marina'dan da karşılık bulur. Üstelik Marina, köyün yakışıklı delikanlısının aşkını da yok saymıştır. Yabancı birine aşık olduğu için Marina'ya köylüler karşı çıkar. Ancak John ile Marina'ya, John'un dostu Zorba sahip çıkar. Çift, kimsesi olmayan, ancak güçlü ve özgür bir adam olan Zorba'nın sayesinde aşklarını yaşama fırsatı bulurlar… Köylüler birlik ve geleneklerini korumak gayretindedir. Zorba, zavallı John´u köylülerin elinden zor da olsa kurtarırken sevgilisi Marina, intikam peşinde koşan kalabalığın kurbanı olur. Yaşama küsen Zorba, sirtaki oynayarak teselli bulurken, John ve diğerleri de bu dansa katılır. Herkes yeni bir yaşam için teselli, af ve dayanma gücü arayışı içindedir.
Eser:NIKOS KAZANCAKIS
Müzik:MIKIS THEODORAKIS
Orkestra Şefi:BUJOR HOINIC
Zorba: BURAK KAYIHAN-EREN KELEŞ / John:EREN KELEŞ-İLHAN DURGUT / Marina:HAYRİYE MİNE İZGİ-ÖZGE ONAT / Manolioes:İLHAN DURGUT-UMUT CAN ARZUMAN...
Nikos Kazancakis' in Zorba adlı romanının Ankara Devlet Opera Balesi tarafından baleye uyarlanmış şeklini Ankara Congresium' da izledim.
DOB' nin muhteşem orkestrasını yine Bujor Hoinic yönetiyordu. Enstrüman olarak 'arp' bulunan orkestralar her an insanın karşısına çıkmıyor:) Daha önce Troya' da dinlemiştim. Sadece Theodorakis' in büyüleyici ezgilerini bu orkestradan dinlemek için bile Zorba' ya gidilebilir diye düşünüyorum. Bırakın ki bu ezgilere çok çalışıldığı belli olan harika danslar eşlik etsin... Benim için duysal terapi niteliği taşıyan bir geceydi.
Deneyimsiz bir opera-bale izleyicisi olduğumu kabul ediyorum ancak sahne sanatlarının tümünde, izleyici ile bir şekilde iletişim kurabilen, bir duygu geçişi yaratabilen sanatçıların biraz daha fazla parladığını hep düşünmüşümdür. Ve bu anlamda Zorba rolü ile Burak Kayıhan' ın performansının etkileyiciliğine değinmeden geçemeyeceğim.
Ve Marina performansı ile Hayriye Mine İzgi' yi izlemek de çok keyifliydi.
Artık sezonun sonlarına yaklaşırken, bu sene Elif ve Eren ile tercihlerimizde yetişkin oyunlarının yanı sıra opera ve baleye de yer verebilmiş olmaktan mutluluk duyduğumu ve gelecek sezon için iyi bir alt yapı oluşturduğumuzu düşünüyorum.
Gösteri bitiminde 3100 kişilik Congresium sahnesinin tamamı ayaktaydı. Salondan ayrılan tek tük izleyici dışında herkes alkışlıyordu ve kimsenin gitmeye niyeti yoktu. İlk rutin selamlamadan sonra bitmeyen alkışlar nedeni ile sanatçılar küçük bir bölümü tekrar canlandırdılar ve ikinci selamlamaya geçtiler. Ancak bu selamlama sonrasında da aynı tablo yaşandı ve üçüncü kez aynı bölümü oynayan sanatçılar üçüncü selamlamaya geçtiler. Ve yine değişen bir şey olmadı, izleyiciler ayakta ve alkışlar bitmiyordu. Hatta bazı izleyiciler sirtaki yapmaya başlamıştı:) Dördüncü kez oynanan bölüm ve selamlama sonrasında izleyiciler hala coşkuyla alkışlarken sahne perdeleri kapandı. Böylesi bir deneyimi ilk kez yaşadım ve sanırım hiç unutmayacağım:)))
Ortaokuldaydım sinemada izlemiştim. Rahmetli Anthony Quinn, Zorba rolündeydi. İlk Anthony Quinn filmimizdi yine rahmetli babamla, baba-kız izlemiştik. O günden sonra ikimiz de sıkı Anthony Quinn hayranı olup çıkmıştık. Güzel filmdi.
YanıtlaSilEvett :))) Filmi ben de uzun zaman önce izlediğimi hatırlıyorum:))))
YanıtlaSil