6 Mart 2010

iki bebek ve hissettiklerim

ELİF : çok istediğim ve beklediğim hamilelik haberini öğrendiğim günlerde, sanki içimde heran kırılabilecek bir yumurta taşıyormuş gibi yavaşlatmıştım kendimi. sanki ağır çekimde hareket ediyor, daha kısık sesle konuşuyordum. sanki insanlar da dünya da benim gibi yavaşlamıştı. zaten insan hamile olduğunu hissedemiyor tam anlamıyla başlarda. hele benim gibi beklentilerin çok yüksekse annelikten. neden duygusal bir bağ kuramamıştım, neden hala eskisi gibi hissediyordum, farklılık sadece sabahları mide bulantısıyla uyanmak mı olacaktı. ama günler ilerleyip görüntüm bir hamile görüntüsüne benzemeye başladıkça ben de epey sakinleşmiştim.

EREN: senin gelmek üzere yola çıktığını geç farkettim bebeğim. büyük ve harika bir süprizdi varlığın. 10 küsür kg luk ablanın hep kucağımda ve hala anne sütü almaya devam ettiğini düşünüyorumda kendini sakınmakla çok da ilgili değil sanırım gebelik kayıpları. itiraf etmeliyim ki oldukça farklıydı bana hissettirdiklerin. deneyimli olmanın, bilgileri taze olmanın bir avantajımıydı bilmiyorum ama hiç hamile gibi değildim seni büyütürken içimde. mide bulantılarımın geçeceğini, bu kadar yorgun olmamın normal olduğunu ve seni tanımadan, emek vermeden sana büyük bir aşkla bağlanamayacağımı biliyordum.

ELİF: baban bana bir prensesmişim gibi davranıyordu. kendimi çok ama çok özel hissediyordum. ben hamileydim bütün ayrıcalıkları hakediyordum. iki haftada bir kontrole gidiyor ve ultrasonda seni izliyorduk. yediklerime özen gösteriyordum. hamileliğim boyunca çok mutluydum, son 8 haftaya kadar çalıştım, toplam 13 kg aldım. seni rüyalarımda sık sık görüyordum. doğmuştun, kucağımdaydın... doğduğun anı düşündükçe duygularım sel oluyor, gözlerimden süzülüyordu. hafta hafta gebelik sitelerinin sıkı takipçisiydim. gelişimini neredeyse beş, altı siteden takip ediyor, karşılaştırıyordum. kafama takılan en ufak bir şey için araştırma yapıyor, doktorumu arıyordum.

EREN: sana hamile kaldığımda ablan 10 aylıktı. evde küçük bir bebek varken hamile anne olmakla ilk hamileliğini yaşamak arasında dağlar kadar fark olduğunu yaşayarak gördüm. tabi baban da ilgi ve sevgisininin önemli bir kısmını ablana yönlendirmişti. dahası bana kimse hamile gibi davranmıyordu. rutin doktor ziyaretlerimiz ayda birdi. son 3 haftaya kadar çalıştım, yediklerime çok fazla özen gösteremedim, aldığım vitamin destekleri içimi bir nebze rahatlattı, 17 kilo aldım. zaten ezberimde olduğu için hafta hafta gebelik takibi yapmadım. yaşadıklarım bir öncekinin tekrarıydı ve ben oldukça rahattım. doğman için sabırsızlanıyordum ancak yenidoğan ve 19 aylık iki bebekle nasıl başedeceğim konusunda endişeleniyordum.

4 yorum:

  1. Nihancım bu yazını okumamıştım.Seni görmek beni çok sevindirdi.Kalbin ve kalemin gibi güzel yüzün de..

    YanıtlaSil
  2. remziyecim ben de bu yorumunu geç farkettim. ne kadar incesin teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  3. Aynı, neredeyse birebir aynı...

    YanıtlaSil

haydi söyle :)