liseyi bitirene kadar üniversite sınavını, üniversiteyi bitirene kadar iş bulma sorununu aklıma getirmedim. ileride çocuklarımın okuyacağını bilerek ve üzülerek yazıyorum ki ders çalışmayı, ders dinlemeyi, okul hayatını sevmedim. hedeflerim oldu ama sadece özel yaşantımla ilgiliydi. şu an bunun sebebini kariyer anlamında büyük hırslarım olmamasına bağlıyorum. özel hayatı hep iş yaşantısının üzerinde gördüm. sevdiklerimle geçirdiğim mutlu saatler bana hep çalışarak elde edebileceğim başarılardan daha fazla mutluluk verdi.
ben garip bir şekilde elindekilerle yetinen, genel anlamda özel hayatından memnun bir insanım. evet çok yoruluyorum iki küçük çocukla uğraşırken, evde bir yardımcıya hayır demezdim ya da haftada bir yapılan genel temizliğe ama kafamda pişmanlıklar oluşmuyor hayatıma baktığımda aksine gelmek istediğim noktada görüyorum kendimi. eksikliklerim de var tabi ya da kendimden hoşnutsuzluklarım. bunların başında aktüel olaylardan kopuşum var. eskiden nasıl kızardım haberleri izlemiyorum moralim bozuluyor diyenlere. o noktaya geldim neredeyse. kitap, gazete desen hak getire. çok fazla anne-çocuk siteleri,blogları- çocuk psikolojisi- aile sitelerini okuyorum. bir de sabır konusunda yetersiz buluyorum kendimi... daha sabırlı olmalıyım, daha stratejik yaklaşmalıyım çocuklarımla yaşadığım problemlere...
iş yaşamında rekabet, hırs, stres, kendini gösterme bana uzak kelimeler... sanırım bu sebeplerden özel sektörde başarı şansım da olamazdı. çocuklarım hastayken izin alamamak, yanlarına gidememek bütün annelere olduğu gibi eminim bana da çok ağır gelirdi.
yıllar geçip giderken değiştiremeyeceklerimi düşünüp, üzülmektense elimdekilerle sakin ve huzurlu bir yaşam kurmayı seçtim ben. bu nedenle 9-6 yollarında mutluyum, zinciri boğazımda olmasa da yakınlarımda hissediyorum, ayda yılda bir olsa da kaçamaklarımız, bu kaçamaklarda eğleniyorum, ağlıyorum, gülüyorum, yaşıyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
haydi söyle :)