2 Şubat 2010

taşınma


taşınırken anılarımızı da götüreceğiz yanımızda.. eren in evimize ilk gelişini, ilk adımlarını, ilk kahkahalarını, elif in lazımlığını ilk kullanışını, ilk yardımsız üç tekerlekli bisikletini sürüşünü, ilk cümlelerini.. anılar bizim içimizde, mekanlarda-eşyalarda kalan izleri sadece.. bizimle birlikte geliyor ve birikiyorlar. bir süre sonra en önemli gerçeğimiz olacaklar belki.

yıllar geçtikçe eskiler özleniyor. eski dostlar, eski sohbetler, eski zamanlar.. bunu hafızanın çalışma sistemine bağlıyorum. çünkü genelde güzel anılar hatırlanan, acıtanlar unutuluyor, itiliyor hafızanın karanlık dehlizlerine..bu yüzden hep umutla bakışımız geleceğe.. ya tersi olsaydı diye düşünürüm bazen. eğer anneler sezeryan sızısını ilk şiddetiyle hatırlasalardı, ilk günlerdeki emzirme seanslarının zorluğunu, lohusalığın depresif günlerini-gecelerini acaba bu kadar rahatlıkla aynı deneyimleri 2inci 3üncü kez yaşamaya karar verebilirmiydi.

anılarıma baktığımda annelik dürtülerimin hep varolduğunu görüyorum. önceleri oyuncak bebeğimin annesiydim. onu giydirir okula yollar, gezmelere götürür, yemeğini yemezse kızardım. sonra bu beni kesmemiş olacak ki mahallenin çocuklarına dadandım. onları eve getirip uyutur ya da evlerine gider annelerini gözler, ona yardım ederdim. daha sonra ise arkadaşlarım oldu hedefimde.. ne kadar antipatik olduğumun farkında olmadan en bilinen klişeleri dile getirendim. "bu soğukta böyle mi geldin okula" ya da "ya önce yemeğini yeseydin niye açtın gofreti şimdi" veya "bak söz ver ama çalışacaksın finale" gibi.. neyse ki elif le eren geldiler yoksa gözümü eşime dikmiştim..

14 şubat 2008 de geldik bu eve ve tam iki yılı doldurup, taşınmış olacağız. beni en çok üzen ankara kanatlarımın altında hissi veren şehir manzarasından ayrılmak olacak sanırım. evlerin mimarisi aynı olduğundan ne biz ne çocuklar yabancılık çekeceğiz yeni eve. her taşınma bir yenilenme aslında ve bir vesile işe yaramaz eşyalardan kurtulmak için. hem gözü hem bedeni yoruyor eşya kirliliği.. mümkün olduğunca az eşya az iş benim prensibim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

haydi söyle :)