9 Aralık 2018

Annemin İşleri

Yatağımda gözlerimi açmaya çalışıyorum, mutfaktan sesler geliyor, dışarı bakıyorum henüz aydınlanmamış hava, saate uzanıyorum altıya çeyrek var. Ama mutfaktan gelen sesler öyle demiyor, seslere göre saat, kahvaltı öncesi sabah sekiz suları. 
Çok alışık olmadığım bu duruma tepkisiz kalamıyor, çıkıyorum yataktan. Artık ezbere bildiğim uzun koridordan geçip, mutfak kapısına yaklaştıkça iştah kabartan kokularla ve annemle karşı karşıya geliyorum. Annem: "Telefon geldi anneanneni hastaneye kaldırmışlar, İzmir' de. Dayınla yengen başındaymış." derken sakin görünüyor aslında. Ama ben mutfağa bakar bakmaz yolunda gitmeyen bir şey olduğunu anlıyorum. Ocağın üstünde üç tencere kaynıyor, tezgahta pişirilip kenara alınmış iki tane daha var. Bakıyorum göz ucuyla, biri domates çorbası, diğeri mercimek. Annem bir taraftan soğan doğramaya devam ediyor, fırına takılıyor gözüm, nar gibi kızarmış börekleri görüyorum. Bu kadar şeyi pişirebilmek için saat kaçtan beri uğraş içinde olunur, hesap etmeye çalışıyorum. "Ara bir diyor bana, dayını ara da sor, durumu nasılmış." Ne yapıyorsun anne, bu kadar yemek ne olacak, kim yiyecek, diyemiyorum. Çünkü biliyorum ki annemin kendini sağaltma yöntemi bu. 
Ne zaman ailede yolunda gitmeyen bir şeyler olsa anneme bir haller olur. Ablamın boşanma haberi geldiğinde de böyle olmuştu. Eve geldiğimde annem evin halılarını yıkayıp balkona atmış, koltukları silmiş, camları, kapıları parlatmış, mutfak dolaplarını boşaltmaya geldiği sıra yakalamıştım onu. Bana demişti ki:"Ablanla enişten boşanmışlar dün, sabah haber verdiler" yine gayet sakindi ve bu sorunla başa çıkabilmenin tek yolunun evi iyice bir temizlemek olduğuna emindi sanki. Mutfak dolaplarını bitirip, buzdolabını temizlemeye geçtiğinde; ellerini tutup, gözlerine bakıp: "Anne böylesi daha iyi oldu, gel hadi birer çay içelim" demeyi düşündüm. Öylesine işine konsantre olmuş ve dış dünyadan kopuk görünüyordu ki o an bir deprem olsa bile annemin buzdolabını temizlemeye devam edeceği gibi bir hisse kapılıp, bundan vazgeçtim.  
Böyle durumlarda bazıları ağlar, bazıları kapıyı çeker çıkar, bazıları, kızar bağırır, bazıları konuşmaz; benim annem iş yapar. Temizlik yapar, pasta, börek yapar, yemek yapar, dolapları boşaltır, yüklüğü indirir, yün yorganları açar ama hiç durmaz. Tansiyonu düşene, takati kalmayana, eli ayağı tutmayana kadar yapar. Ben o enerjiyi nereden bulduğunu hiç anlayamadım bu yaşıma kadar. 
Bir gün okuldan eve geldim annem çekmiş tüm eşyaları ortaya, muşambayla örtmüş hepsini, boya badana yapıyor. Epey de ilerlemiş. İki odayı bitirmiş, salonda merdivenin tepesinde elinde rulo boya fırçası. Allah dedim kesin bir şey oldu. Ne oldu acaba, inşallah çok kötü değildir falan diye düşünüyorum. "Gel gel" dedi. "Baban bizi terk etti, başka biri varmış, ayrıldı benden." Sanırsın baban ekmek almaya gitti, birazdan gelecek diyor. O derece sakin bir ifade var yüzünde, sesinde. Bütün evi o gün boyadı ama durmak bilmiyor. Bir ara dedim acaba ambulans mı çağırsam, iğneyle falan mı bayıltsalar, ne yapsam da durdursam. Neyse kendiliğinden bayıldı sonra o gün yorgunluktan. 
Dayımı arıyorum hemen. Durum ümitsiz, anneannem zaten 87 yaşında, yoğun bakımda, yaşam desteğe bağlı, iç organlar iflas etmiş, çoklu organ yetmezliği baş göstermiş, her an bekliyoruz diyor dayım. Dayım diyor demesine de gel bunu anneme anlat. Annemden kaçıp, tuvalete kilitliyorum kendimi, ablamı arıyorum, gelsin beraber söyleyelim, gerekirse İzmir' e gidelim.
Bir keresinde çok pis aşık olmuştum. Yemeden içmeden kesildim, kız bana yüz vermiyor, başkasıyla beraber. Kendimi odaya kapatmakla kalmadım, tüm şalterlerimi indirdim, var mıyım, yok muyum, varlığımdan haberdar değilim. Kanım akmıyor, kalbim atmıyor, nefes alamıyorum. Annem arada geliyor odama bakıyor suyumu falan tazeliyor, dualar ediyor başımda, sabırlar çekiyor. Böyle bu üç, dört ay sürdü. Ben kendimi öldüm falan sanmıştım artık. Bir ara nasıl olduysa gözüm pencereden odaya süzülen gün ışığının oyunlarına takıldı. Güneşi göresim geldi, perdeyi araladım, bahardı sanırım. Odadan çıktım, koridordan geçtim, mutfağı aştım, annemi gördüm. Elinde beş numara şişler, habire örüyor. Salonu trikotaj atölyesine çevirmiş. Her yerde ipler, yünler, örülmüş kazaklar, battaniyeler, yer görünmüyor. Renk renk, sıra sıra, ters düz, haroşa, selanik, yün, penye, merserize alakalı alakasız örmüş de örmüş. Annem diyor ki:"Hah oğlum, geldin mi, hadi gel markete gidelim, bir şey kalmadı evde." İçim ısınıyor o anda, donmuş kalbim tekrar atmaya başlıyor sanki.
Ablam geliyor, annem mutfakta un helvası kavuruyor. Ablamı görünce annem işin ciddiyetini daha bir anlıyor sanki, elindeki tahta kaşık daha hızlı dönmeye başlıyor tencerenin içinde. "Anneanneniz ölmüş mü?" diye sorarken çok uysal. 
Annemi İzmir' e götüreceğiz ama sekiz saat otobüste nasıl oyalarız diye konuşuyoruz ablamla. Mümkün değil durmaz, bir meşgale bulmalıyız. Otobüsü temizlemeye kalkabilir, diyorum. Bir yolunu bulmak zorundayız, diyor ablam. Aklıma örgü şişleri ve yünler geliyor birden. İzmir biletleri, yünler, örgü şişleri, annem ve ablam ile yola çıkıyoruz. Anneanneme gidiyoruz, son vazifemizi yapmaya.

Görsel: Jose De La Barra
Not: Öykü tamamen hayal ürünü olup, gerçek hayatımla ilgisi bulunmamaktadır.

28 yorum:

  1. Ne sıcacık bir öykü. Emeğinize sağlık 😊 Sağolsun annelerimiz 👏💞🌹

    YanıtlaSil
  2. Çok geçmiş olsun, umarım iyi olur anneannen. Bu saatten sonra ne kadar iyi olunur bilmiyorum, ama iyi dilek dilemek istedim. Bazen tepkilerimizi farklı veririz. Annenin tepkileri kendince dışa vurum. Kolay değildir bazı sonuçlara katlanmak.

    YanıtlaSil
  3. harika sıcacık bir öykü... yüreğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  4. Ne güzel yazmışsın Nihancım valla özlüyor ve bekliyorum öykülerini, yine bizden içimizden bir hikaye şahaneydi, kalemine sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Derya çok saol :)))) Çok sevindim böyle düşünmene :)

      Sil
  5. Ay hiç bitmesin istedim,ne güzel yazmışsınız :) Devamı gelsin lütfen :)

    YanıtlaSil
  6. Anne sıkıntıyı atma yöntemini bulmuş en azından.Güzel öykü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet:))) Aslında her mutfakta bir tane var bence :)))

      Sil
  7. ayyyy bayıldım bayıldım ve gözlerimden yaş da geldi. taam öykü ama buradaki annede gerçek payı var de mi ama. böyle bir anne olabilir bence de ay tam roman ve film kahramanı. sana diyom sen iyi yazıyon, bi de duygusal yazıyon çok, hep insanın burnunu sızlatıyooon, e o kadar tiyatro izliyon yaniii tabisi drama alışıksıın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah Deep senden saklayacak değilim :P Var az biraz gerçek payı :) Teşekkür ediyorum, senden bu yorumları almak süper benim için :))

      Sil
  8. bu yazını bilokuma koydum ciciş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saol:) Keşfedilmemiş bloggerların can simidi :)))

      Sil
  9. Çokkkkk güzeldi. Yüreğine sağlık

    YanıtlaSil
  10. okurken -hayal ürünü olmasına rağmen- gözyaşlarım arada bir fışkırdı.anne karakterinde kendimi buldum:)) önceden hep temizlik yapardım travmalarım sonrasında .şimdi ise kendimi daha iyi tanıyorum.ya enerji depolamak şarj olmak için uyuyorum yada sanatla uğraşıyorum:)) harika bir yazı bayıldım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten mi... Ben yalnız olmadığınıza inanıyorum, çok fazla insan var bu şekilde. Hem sadece acılar değil kutlamalar, mutluluklar da mutfaktan taşıyor, ulaşıyor ev halkına. Örneğin takdir almanın şerefine kaç evde su böreği açılmıştır kim bilir :))))
      Çok teşekkür ediyorum :))

      Sil
  11. Ben anlamadım az daha ağlamaya başlayacaktım zaten bu hafta kötü benim için yani öykü müymüş o kadar gerçekçi ki..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim... Umarım yeni haftada her şey düzelir...

      Sil
  12. burdaki anne aynı ben ne zaman bir şeye sıkılsam üzülsem başlarım ev işleri yapmaya hatta komşuların evlerine kadar işi büyütebilirm o derece yani:)) öyküye bayıldım..sizi sevgili deep ten öğrendim..takipteyim ..arzu ederseniz ben de beklerim...sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  13. Sevgili deeptone un yazısından geldim ve yazıya bayıldım çok teşekkürler. Hemen takibe aldım bende bloğuma beklerim :)

    YanıtlaSil
  14. Bende ilk okuyunca gercek sandim ama bizlerde bu hikayeden farkli degiliz.Ben mesela ü
    ters giden birsey oldugunda kendimi ya mutfakta ya temizlikte bulurum.Sevgili Deep ten geldim,sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim çevremde de benzerleri var :) Teşekkürler...

      Sil

haydi söyle :)